Öksüz çocuk gibi
Öncelikle bir çift sözümüz var. Futbolda seyircisiz oyun adeta öksüz bir çocuk gibi. Futbolun tuzu biberi olan seyircinin olmayışı, dün İnönü Stadı'nın içinde gerçekten matem havası yaşattı. Maça gelince. Beşiktaş oyuna iyi başladı. Bilhassa sol kanatta Tümer, inanılmaz bir performans gösterdi. Tümer'in Ahmed Hassan'a attırdığı golden sonra Beşiktaş'ın karşısına Merkez Hakem Kurulu'nun bebek yüzlü prensi Fırat Aydınus çıktı. Hakemler kurallara uygun düdük çalar ama nedense iki sezondur Beşiktaş için hep yanlış düdükler çalınıyor. Aydınus, dünkü maçın önüne geçmeye çalıştı. Ancak Samsun maçından sonra İstanbulspor önünde de mükemmel oynayan ve hem gol atıp hem de attıran Tümer, adeta Aydınus'a tokat gibi bir cevap verdi. Gerçekten solak yıldızın attırdığı gol usta işiydi. Attığı golde ise topu adeta iğne deliğinden geçirdi.
Futbol gölgede kaldı... Ahmed Hassan bence bu sezonun en iyi futbolunu oynadı. Mısırlı yıldız hem mükemmel bir gol attı hem de hücumda ve savunmada iki kişilik bir performans sergiledi. Savunmada Çağdaş ve oyuna sonradan giren Mustafa Doğan emniyet supabı gibiydi. Del Bosque'nin, İbrahim Toraman'ın haksız yere atılmasından sonra Mustafa Doğan'ı oyuna alması çok akıllıcaydı. Şu bir gerçek ki federasyonun acımasızca cezaları ve hakem Aydınus'un Beşiktaş'ı yakmak için teşebbüsü siyahbeyazlıları durduramadı. 10 kişi kalmasına rağmen onur mücadelesi veren ve maçı kazanan Beşiktaş'ı gerçekten alkışlamak gerekir. İstanbulspor devletin elinde olmasaydı daha iyi olurdu. Çünkü İstanbulspor'da futbol oynadığım için bu takımın devletin elinde kalmasına gönlüm razı olmuyor. Sonuçta futbolun meyvesi olan gollerden sonra İnönü'yü kaplayan sessizlik ve cezalar bu güzel ve anlamlı günü gölgede bıraktı.
|