| |
|
|
Ereğli'de bir kadının çiğnenen onuru üzerine
Anadolu'da küçük bir kasabada genç güzel bir dul kadın olmak pişmiş tavukların kaderine koşut bir taksirat yaratır insanda yalan mı? Bu minval üzre yazılı romanlar, çekili filmler, haberleşmiş olaylar gözlerimizin önünden teker meker geçmez mi bir yoklasak? Söz konusu kadın kahramanımızı da işte böyle bir vaziyetlerden anımsayacaksınız. Zonguldak Ereğli'sinden, tacize, hakarete, iftiralara uğrayan iki çocuk annesi Gülay Yaman'ı hemen anımsayacaksınız. Hani emniyet müdürünün de ona aşık olduğu söylenmişti de başka yan bakanları çekip çekip dövüyordu makamında. Buyur ettim İş uzayıp çetrefil olunca Gülay Hanım beni aradı. Dedi ki; "Ben oraya gelmek, derdimi sıkıntımı size doğrudan doğruya dökmek istiyorum Savaş Bey." Buyur ettim, geldi. Konuştuk dertleştik saatlerce. Kulak verirseniz sarsılacaksınız bu kırık yaşam öyküsüne. Şalvarını çıkarmadı "Ereğli'de bir kişinin burnuna karabiber kaçsa herkes hapşırır Savaş Bey. Hem küçük yer hem dedikodusu bol yer. Biz oranın en eskilerinden, saygın, köklü bir ailesindeniz. Babam yıllarca belediye reisliği yaptı. Hem de şalvarını bir gün bile çıkarmadan. Bu makam geçince, tekrar şalvara dönünce kimsenin yüzüne bakamam dediydi. On yıllar oldu onu yitireli. Ama annem hâlâ yasını tutar, düğüne derneğe gitmez onun ardından. Ve bizi de iki kız kardeşi de işte böyle sıkı, muhafazakar yetiştirdi. Ben 17 yaşımda evlendim. İki kız çocuğum var. Biri küçük biri boyumla beraber. Bu olaydan sonra okulun servisine bile onlarla binmek istemiyormuş diğer çocuklar. Ağlayarak anlatıyorlar eve gelince kızlarım. Dağdan taştan Ben güzel, gösterişli, modern bir kadınım. Ama eteği belinde dedikleri türden erkek işinin altında kalmadan beceren, kömür işletmeciliği ile yaşamını kazanan; silahımı tüfeğimi kuşanıp, dağa bayıra, kurda kuşa karşı kendi güvenliğimi de alarak kömür ocaklarıma gider gelirim. Ekmeğimi o dağdan taştan çıkarırım. Bana her şekilde yanaşmak isteyen bin türlü tip var elbette. Ama hiçbirine taviz vermem. İnandığım değerleri hiçbir şeye değişmem. Alnım ak, göğsüm dik yaşarım ve yaşayacağım. Aşıksa bilemem Emniyet müdürü beyin bana karşı ilgi duyduğu söylendi. Yok böyle bir şey. Varsa da bana yansıyan bir şey yok. Ama benim için söylediği o ağır sözler gerçekse konuyu adalet halledecek. Sizden ricam kaybolan itibarımı, çiğnenen onurumu geri kazanmamda yardımcı olmanız, doğruları dile getirmeniz. İşte ben buyum, aslım faslım amacım yaşantım bu. Yanlış yapmadım hataya kaymadım. Eski eşim aradı Eski eşim bir denizcidir. Yurtdışında seferde olduğu halde duymuş ve beni aradı. "Hep yanındayım, sana güvenim inancım sonsuzdur. Çocuklar örselenecekse annemler alsın bir süre" dedi. Bu velayeti geri alma arzusunun başlangıcı olabilir diye de ürküyorum. Düzenimi bozmaya, çocuklarımdan ayrı düşmeye neden olacak ne yaptım ki ben. Yüce Allah beni güzel yaratmışsa cezasını mı çekeceğim güzelliğimin? Yaz dedi yazdım İşte bu şekilde acılanmalar, sızlanmalar, yakınmalarla sürdü gitti genç kadının konuşması. Yanı başımızda durup konuşmalarımızı izleyen ablası ve eniştesi ise onun en büyük destekçileriydi. Zaman zaman gözyaşları içinde kaldı her iki genç kadın da. Üzüldüm, sıkıldım, içimin acımasını da onun bu isyanı haykırışını da, sizinle paylaştırayım istedim. Sevgiler iyi pazarlar...
|