| |
|
|
Çetin Altan istedi diye 1951'e geri döndüm...
Çetin Altan Milliyet'te Cuma günkü yazısında, nostaljik takılmış ve şöyle yazmıştı: - 1952-53 yıllarında, Cemil Sait Barlas'ın haftalık "Pazar Postası" dergisinin son sayfasında, "Ciddiyet" başlığıyla mizahi, miniskül bir gazete düzenlerdik Bülent Ecevit'le... O tarihlerde Ecevit'in bir gün başbakan olacağı, aklımın köşesinden bile geçmezdi. Bir saç örgüsü bütünlüğünde, ailece de dostluklarımızın sürüp gittiği bir arkadaşlık içindeydik... Bülent, iğneleri gümüşten bir iğnedanlık zarafetinde, mizahi yazılar yazardı "Ciddiyet"e... Birlikte güler eğlenirdik güncel olayların tatavasına bakarak... Bendeniz de, başyazarların yazılarıyla dalga geçer, onların üslubuyla matrak şeyler yazmaya çalışır, altına da imzalarını kafiyeli atardım; "Para para paracan, Ali Naci Karacan", yahut "Kırmızı mavi, Sedat Simavi" gibi... "Ciddiyet"in koleksiyonunu keşke bulabilsek de, yeniden yayımlayabilsek onları... "Dün dündü, bugün bugündür" fasaryasının dışında kalmanın da, bir tadı vardır; insanın başı bin bir belaya girse de... Pazar Postası'nın yayıncısı babam Cemil Sait Barlas olduğu için, bende ilk sayıları var. Çetin Altan'ın özlemine cevap vermek amacıyla, "Ciddiyet"in bazı bölümlerinden aktarma yapacağım bugün. Aşağıda, Çetin Altan ve Bülent Ecevit'in, 1951'de siyasete ve basına nasıl gülerek baktıklarını gösteren yazılarından örnekler bulacaksınız: - Ağaoğlu Samet'in "Güler yüzlü idare ve memur yaratacağız" şeklindeki açıklaması üzerine, Maliye Bakanı Polatkan memurlar için "Gıdıklama Kursları" açmaya karar verdi. - Maria Montez'in ölümü, Hürriyet'in tirajından sonra beni en çok düşündüren meseledir. Ayrıca artık Maria Montez'in ölmek için doğduğunu da açıklayabilirim. Sedat Simavi'nin başyazısı. - Atatürk'le İnönü'nün zorla Milli Mücadele'ye katıldıklarına dair Ali Kılıç'ın yazdığı makalelerden sonra, halk Mahzar Osman'ın ölümüne daha çok yanmıştır. Çetin Altan - Milli servetimiz artıyor. Yeni para baskı makineleri gelince daha da artacak. - Demokrat Parti'nin son büyük kongresine katılanlarda garip bir hastalık başladı. Bu delegelerin evlerine döndükten sonra da ne duyarlarsa sürekli alkışlamaları, ailelerinde endişe yaratıyor. - "Yediğim yemeği unutuyorum" diye yakınan Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'nin, 14 Mayıs seçimlerinde kendisini de unuttuğunu yakınları anlatmaktadır. - Başbakan Adnan Menderes Demokrat Parti Genel Başkanı da olunca, Genel Başkan Menderes, Başbakan Menderes'i tebrik etti. Tebrik telgrafında, "Bugüne kadar çok şey söyleyip hiç iş yapmamanız takdirle karşılanmıştır" denildi. Başbakan Menderes de cevabi telgrafında "Önemli olan iş yapmak değil seçim kazanmaktır" dedi ve aldığı telgraftan ötürürü mütehassis olduğunu ifade etti. - Meclis Başkanı Refik Koraltan Mersin'de kendisini karşılayan 18 bin muhayyel kişiye hitaben yaptığı konuşmada "Bizim demokrasimiz patlıcanlar gibi olgun, domatesler gibi kızarmıştı" dedi ve muhalif gazetecilerin Meclis tuvaletlerini kullanmalarının yasaklanacağı müjdesini verdi. Evet... Bunlar 1951 yılında Çetin Altan ve Bülent Ecevit'in birlikte hazırladıkları "Ciddiyet"ten bazı küçük alıntılardı. Bunlara bakarken babam Cemil Sait Barlas'ın o dönemde yazdığı makalelere de göz attım. Örneğin bugünkü AB'ye girmek konusu gibi, o gün de NATO'ya girmek meselesi varmış. Babam "Türkiye NATO'ya yük olmaz, güçlendirir" diye yazmış. Ceza Kanunu değişikliği konuşulurken de "Askeri mahkemelerin sivil suçlar için takip makamı olması, fikir hürriyetini zedeler" demiş. Dilerim Çetin Altan 1951 yılına beni de geri götüren bu alıntılardan memnun olur.
|