Milli Devleti Fesih Kurulu
MGK'nın ilk sivil Genel Sekreteri Alpogan eskiden 'sakıncalı yayın organı' sayılarak çağrılmayan meslektaşlarımızın da katıldığı basın toplantısında 'şeffaf' hale geldiklerini açıklayarak 'Yükseltilen Değer Medyası'ndan alkış aldı. Daha önce de bu sütunlarda; birbirinden adeta nefret eden kişi ve kuruluşların oturum (!) gerçekleştirdikleri MGK'yı 'milli güvensizlik kurulu' diye niteleyen biri olarak şimdiki yapıya ancak 'milli devleti fesih kurulu' diyebiliyorum. Alpogan'ın nihayet 'temsilci' sıfatıyla açıkladığı süreç, devlet olmaya 1938'lerden sonra fiilen veda etmeye başlamış Türkiye Cumhuriyeti'nin şimdi resmen kendi kendisini feshetme sürecidir. Bu gidişin tek olumlu unsuru var. O da; 28 Şubat'ın dış güdüme feci şekilde açık NATO mermerinden yontulmuş kafası tarafından yasaklı hale getirilen bir kısım gazetecilerin bu defa çağrılmış bulunmasıdır. O mermer kafa 'kurmay zeka' adına dalalet ve hatta ihanet niteliği taşıyan yasakçı yaklaşımları ile zaten Silahlı Kuvvetler'e hiçbir düşmanın yapamayacağı kötülüğe imza atabilmiş, halkın en az beşte birini öz ordusuna nefret besler hale getirebilmişti. Bu cinayet halen de telafi edilmiş değildir. Oysa dünyanın en beyinsiz komutanı bile, dış güvenliğinden sorumlu olduğu bir halkın beşte birini öz mesleği için 'riskli kesim' haline getirme ahmaklığına imza atmazdı. O gün buna imza atanların bir kısmı şimdiki iktidarla kol kola dalaleti tırmandırıyor: Alpogan MGK'da eskiden gizlilik olduğunu, şimdi artık şeffaflığın yerleştiğini buyuruyor.. Lafa bakın, hizaya gelin! Bir Genelkurmay Başkanı 'Ordumuzu çağdaşlaştırmak için bundan böyle askeri disiplinden vazgeçiyoruz' dese ancak bu kadar komik olabilir. Güçlü bir ordu (!) olmak için disiplinsizliği yüceltmek ne ise, 'milli güvenlik' denen hayati sorumluluğu üstlenecek kurumu şeffaflaştırmak da odur. Hadi diyelim ki; laf salatasından ibaret zannedilen demokrasinin en lezzetli soslarından biri olarak 'şeffaflık' usulen kullanılmıştır. Lakin 'eskiden gizlilik vardı' demek suretiyle geçmiş 'geri', yeni hal 'ileri' gösterildiğine göre, devletin mahremi olmayacağı söyleniyor!!! Harika değil mi; herkesin olsun ama bizim olmasın! 1971'e kadar olan zabıtları açıklamak da bu 'ileri' hamlenin gereği!! Devlet hakkında zerrece bilince sahip bulunmamak hali budur. Gerçi bu anılan zabıtların pek mahrem bir yanı yok. Ancak en azından görüntüde olsun devlet sayılabilmek için 'mahremcilik' oynuyorduk. Yoksa, bazı belgelerin üstüne 'çok gizli' damgası vurmakla sadece kendimizi kandırdığımızı, NATO'dan ve özellikle de ABD'den mahrem herhangi bir milli sırra sahip olmadığımızı ben de biliyorum. Fakat Amerika'ya hep şeffaf olmuş bu 'mahremcilik oyunu' sayesinde hiç değilse kıytırık ülkeler bizi devlet zannediyordu. Şimdi yaptığımızın, onlara bile 'sakın yanlış anlamayın TC devlet filan değildir' demekten etkin bir anlamı yoktur.
*** 1971'e kadar olan MGK zabıtlarının açıklanacağı yolundaki haberi arabada babamla birlikte dinliyoruz.. 84 yaşındaki eski Menderesçi, şimdi Erdoğancı adamcağız haberi anında şöyle yorumluyor: -Dışarıdan birileri öyle istedi galiba.. İşte eskisi ve yenisiyle MGK'nın halk katındaki itibarı! Babam anlık tepkiyle böyle söylüyordu tabii. Yoksa MGK'nın şimdi açıklanacak zabıtlarına 'eloğlu'nun çoktan vakıf olduğunu babam da biliyordur. O zabıtları bilmeyen sadece biziz ve bizim öğrenmemiz de sırf yeni kavgalara sürüklenmemizi sağlamak içindir! Uluslaşma sürecini tamamlayamamış bir ülkede böylesine yakın bir döneme ait gizli zabıtların açıklanması, orada konuşulmuş çok sıcak fitnelerin azdırılmasından başka hiçbir işe yaramayacaktır. Mesela oraya kazara şöyle bir bilgi gelmiş olsun: Filanca Avrupa devleti, Türkiye'deki bir mezhebin mensuplarını İslam'ın dışına çıkarmak için şu kadar milyar dolarlık kaynak ayırmış.. Ne olur? O devlet bir yalanlamada bulunur, hiçbir zarar görmeden sıyrılır.. Sense başına belayı alırsın: -Vay, filanca mezhep mensupları rencide edildi.. -Vay sen bize yabancı servislerin uşağı mı diyorsun? Elbette ne gizliliğe, ne şeffaflığa yuvarlak olarak karşı veya yandaşım?! Her şeyin ölçüsü ve yeri var. Mesela MGK'da şeffaflık olacaksa Genelkurmay'da niye olmasın? Genelkurmay'ınki milli güvenlikle ilgili de, Milli Güvenlik Kurulu'nunki tohumluk salatalıkların korunmasıyla mı ilgili?!
|