| |
Hastaneler ve yarım gerçekler
Başbakan Erdoğan'ın zaten pek büyük sayılamayacaksabır taşını çatlatan kitle eylemlerine yol açan SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri konusunda sona yaklaşılıyor. Sendikalar elbette kıyameti koparacak. Çünkü; * SSK hastanelerinin yönetiminde etkinliklerini yitiriyorlar... * Tabanlarının, sendikalı hastane çalışanlarının son derece meşru gelecek kaygılarının, belirsizlik korkularının baskısını hissediyorlar. CHP elbette karşı çıkacak. Çünkü; * AB uyum paketleri dışında iktidarla birlikte hareket etmesi tuhaf olur. Tek partili Meclis izlenimi yaratır. * Sosyal demokrat parti olarak elbette çalışanların, emeklilerin, dar gelirlilerin, açlık ve yoksulluk sınırlarında ayakta kalma mücadelesi veren kitlelerin hakkını savunacak. Ancak sendikaların tepkisinin, muhalefetin direnişinin başarılı ve inandırıcı olması, o milyonlarca çalışan ve ailesinin, o milyonlarca emekli ve ailesinin desteğini alabilmesi için, gerekçelerinin hayatın gerçekleriyle örtüşmesi gerekiyor.
Cevapsız sorular Bu asgari koşul sağlanıyor mu? Biz sendikalar ve CHP'nin itirazlarında bazı soruların yanıtlarını bulamadık. * SSK'nın en ucuz sağlık hizmeti verdiği söyleniyor. Peki neden en kalitesiz sağlık hizmetinin de SSK hastanelerinde olduğu gözardı ediliyor? * SSK'nın yılda 33 milyon çalışan ve emekliye sağlık hizmeti götürdüğü ifade ediliyor. Peki neden bu yılın ilk 8 ayında 25 milyon SSK'lının Sağlık Bakanlığı hastanelerine başvurduğu ya da başvurmak zorunda kaldığı belirtilmiyor? Geçen yıl yapılan 41 bini aşkın açık kalp ameliyatından SSK hastanelerinin payına neden sadece 800 tane düştüğü söylenmiyor? 50 yılı aşkın süredir varolan SSK'nın bu yarım yüzyılda neden sadece Okmeydanı Hastanesi'ne radyoterapi merkezi kurabildiği araştırılmıyor? Diyaliz hizmetlerinin yüzde 80'inin dışarıdan alındığı neden gizleniyor? * Sendikacılar "Bu hastaneler bizim, elimizden alınamaz" diyorlar. Sağlık ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının sağlık kurumlarının 1.5 yıldan bu yana zaten fiilen birlikte hizmet verdiği, yasadan sonra çalışanlar ve emekliler açısından tek değişikliğin özel eczanelerden de ilaç alabilme imkanına kavuşmaları olacağı neden anlatılmıyor? Yine de tartışmalardan, tepkilerden, eylemlerden gocunmamak gerek. Çünkü Fransa, Almanya, İtalya gibi zengin AB üyelerinde bile geçtiğimiz aylarda hem emeklilik yaşı uzatılırken, hem de sigortalılara ve emeklilere sunulan sağlık hizmetinin bedeli artırılırken yer gök inledi. Üstelik o ülkelerde, sağlık hizmetleri bizdeki gibi çokbaşlı değil. Yani yolsuzluğa ve kaynak israfına daha az elverişli.
Baykal çok haklı Çokbaşlılıktan CHP lideri Baykal'ın da aslında mutlu olmadığını biliyoruz. Partisinin seçim bildirgesini hazırlayan komisyonda 13 Ağustos 2002'de şöyle demişti: "İlk yapılması gereken iş, SSK'yı hastanecilikten çıkarmaktır. Bunu cesaretle söylemeliyiz. Bu, Türkiye'nin meselesidir. SSK hastane kuracak, işletecek... Olacak iş mi? Hastaneler SSK yönetim kurulunun kumandasından çıkarılacak." Konuşmadan bir cümleyi atladık: "Bunu çözmek bize düşecek." Seçmen tercihi nedeniyle CHP'ye değil, AK Parti'ye düştü. Kısmet...
|