| |
|
|
Bilinenleri bilmeden bilinmeyenleri bilelim mi?
Bilinmesi gereken "Bilinenler" zaten bilinemeyecek kadar fazla. Kanser, AIDS, uzay, ekonomi, beyin, tarih, arkeoloji, antropoloji ve benzeri sayısız konuda herkes bazı şeyleri biliyor.. Bu çok şeyi yetersiz bilenler de, uluslararası konferanslarda veya internet aracılığı ile, bildiklerini paylaşıp, bütünü ortaya çıkart maya uğraşıyorlar. İnsanlık tarihi, önce bilinmeyenlere dayalı biçimde gelişti. Dünya yuvarlak mı, güneş dünyanın çevresinde mi döner, bilinmeyen yeni kıtalar (Amerika, Antarktika, vb) var mı gibi sorularla yüz yıllar geçti. Şimdi de, bilinenleri anlamakla ve çözmekle uğraşılıyor. Örneğin her bulunan milyon ya şındaki yeni iskeletten, insanın başlangıcı kestirilmeye çalışılmakta. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de hem bilinmeyen, hem de bilinmesi pek mümkün olmayan efsanelere dayalı konuları bilmeye çalışıyor insanlık. Bazen bunları konu alan romanlara takılıp, gerçeklerle hayalleri karıştıranlara rastlanıyor. Buna son örnek, içinde Hz. İsa'nın kanı olduğu varsayılan "Kutsal Kadeh"in (Holy Grail) izinin yeniden sürülmeye başlandığını anlatan BBC haberi. Bu habere göre Naziler'in Enigma'sının şifresini çözen İngiliz uzmanlar, Staffordshire bölgesinde bulunan "Çobanın Anıtı"nın üzerindeki harflerin sırrını çözebilmek için mayıs ayından beri çalışıyormuş.. Anıtın üzerinde 'DOUOSVAVVM' harfleri bulunuyor ve bu harflerin taşıdığı sırrın insanları Kutsal Kadeh'in (belki Kase de olabilir) bulunduğu yere götüreceğine inanılıyormuş. Belki hatırlarsınız. Indiana Jones filmlerinden birinde de (Last Crusade) Indiana bunun peşine düşüp Hatay'a kadar gelmişti. O filmde belki bin yaşındaki Haçlı şövalyeleri (Templar'lar) bir ma ğarada bu Kutsal Kadeh'e bekçilik etmekteydiler. Efsaneye (veya inanca) göre bu kadeh, bütün yaraları onarır, bütün hastalıkları iyi eder ve insanları ölümsüz kılarmış. Yani bir çeşit Gılgamış Efsanesi gibi bir durum bu. Ama bu Kutsal Kadeh konusu ile birlikte tüm Avrupa'yı ve Hristiyan tarikatlarını gündeme getiren sayısız öykü devreye giriyor. Bunlara dilerseniz Dan Brown'ın "Da Vinci Şifresi"nden, girebilirsiniz. Eğer bilinmeyen ve bilinmesi de pek mümkün olmayan konulara meraklıysanız, bu konuda daha önce yazılmış ve Dan Brown'a esin vermiş sayısız kitaplara sarılmanız mümkündür. İnternette bir arama motoruna mesela Google'a "Holy Grail"i yazın, ne demek istediğimi görürsünüz. Örneğin Michael Baigent, Henry Lincoln ve Richard Leigh isimli üç yazar 10 yıl araştırıp, "Kutsal Kan, Kutsal Kadeh"i (Holy Blood, Holy Grail, Dell 1983) yazmışlar. Bu kitabın Türkçe'si bu yıl Nokta Kitap'tan "Savaşçı Keşişler Tarikatı, Tapınak Şövalyeleri" olarak yayınlandı. Sonuçta Hz. İsa'nın çarmıhta ölmediğinden giderek, evlenip çocuk sahibi olduğunu ve onun nesebinden gelenlerin Fransa tarihindeki Merovenj Hanedanı'nı oluşturduğu iddialarına dayamışlar işi. Tabii devreye "Tapınak Şövalyeleri" (Knights Templar) ve "Prieure de Sion" gibi örgüt veya tarikatlar girmiş. İsterseniz Sion Tarikatı'nın simgelerinden bazılarını, bizim Ayasofya'da da arayabilirsiniz. İngilizler'in "Kutsal Kadeh"e yaklaşımları daha farklı. Onların efsanelerine göre Aziz Joseph, 1'inci yüzyılda İsa'nın kanının bulunduğu kadehi Glastonbury'ye götürmüş. Ortaçağ masallarına göre de, Kral Arthur'un şövalyeleri hep bu kadehi bulmaya çalışmışlar. BBC'nin internet sitesindeki bilgilere göre de, Richard Barber adındaki tarihçi, gelecek ay yayınlanacak kitabında (Efsanenin Tarihi-The History of a Legend, Penguin) bütün bu öykülerin 12'nci yüzyıl Fransız yazarı Chretien de Troyes tarafından üretildiğini kanıtlıyormuş Tam Kutsal Kadeh olayını anlamaya çalışırken bir baktım, yeni bir efsane var haberlere konu olan. Buna göre Hitler'in adam ları, bizim Ağrı Dağı'nda "Uçan Daire" bulup, bunun sırrını çözmüşler. Haber 7 sitesindeki bilgilere göre, bulunan UFO, 25 metre genişliğinde ve 8 metre yükseklikteymiş ve dünyada bulunmayan katı bir maddeden yapılmış. Aralık 1938 yılında, bulunan UFO, büyük bir gizlilik içinde Almanya'ya Münih'in kuzeyinde kurulan bölgeye getirilmiş. Hatta Almanlar buna bakıp, uçan daire de yapmışlar. Anlayacağınız, neyi bilmemiz gerektiğine karar vermek zor.
|