|
|
|
|
'İran atomu' erken patladı
Powell'ın "Nükleer silah için çalışıyor" deyip okları İran'a çevirmesi derin kaygı yarattı.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa eden Powell'ın "İran'ın nükleer faaliyetlerine devam ettiği bilgisi bizde de var" deyip, Irak'taki gibi bir süreci başlatması Ankara'da kaygı yarattı.
HEM ENDİŞE HEM İTİRAZ Ankara İran'ın nükleer güç sahibi olmasından endişe duyuyor ama henüz Avrupa'da bununla ilgili görüşmeler sürerken ABD ya da İsrail'in müdahalesine karşı çıkıyor.
Biz bu filmi daha önce de görmüştük
"İran'ın nükleer kapasite elde etme çabaları var" diyen ABD Dışişleri Bakanı Powell, Afganistan ve Irak Savaşı'ndan önce de benzer açıklamalar yapmıştı.
1-Afganistan Amerika, 11 Eylül'de Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'a düzenlenen saldırılara misilleme olarak terörizme destek verdiği gerekçesiyle Afganistan'daki hedefleri bombalamaya başladı. Ancak savaşın kaçınılmaz olduğu aslında aylar öncesinden belliydi. Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell, Afganistan harekatından bir ay önce yaptığı açıklamada Afganistan'daki Taliban rejiminin terörizme destek verdiğini söyledikten sonra "Kimseyi tehdit etmek istemiyorum. Ancak, bir ülkenin terörist aktivitelere destek sağladığını bulursak, bu ülkeyle iyi ilişkiler içinde bulunmamıza imkan yok" açıklamasını yaptı.
ER YA DA GEÇ BULUNACAK Powell, saldırıların sorumlusu olarak gösterdikleri El Kaide terör örgütü Usame Bin Ladin'in Afganistan'la bağlantısı olduğuna dair ellerinde delliler olduğunu söylemiş, Ladin'i er ya da geç bulacaklarını ifade etmişti. Bush 7 Ekim 2001'de,Afganistan'da Taliban rejimi ile Ladin ve örgütü El Kaide'ye karşı askeri harekatın başlatıldığını açıkladı. Powell ise harekatın başladığı sırada, dünya liderlerine operasyonla ilgili bilgi veriyordu. Harekatının Irak Savaşı'ndan en büyük farkı ise harekata İran ve Irak dışındaki tüm ülkelerin destek verdiğini açıklaması olmuştu.
2-Irak Amerika Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın "İran'ın nükleer kapasite elde etme çabalarına yönelik" bilgileri açıklaması akla, Irak Savaşı öncesi tarihe geçen Birleşmiş Milletler'deki konuşmasını getirdi. Powell, 6 Şubat 2003'te yani savaşın başlamasından sadece aylar önce BM Güvenlik Konseyi'nde, dünya kamuoyunu Irak'ın nükleer silah programı geliştirdiğine ikna etmeye çalışmıştı. Powell "Saddam'ın nükleer silah programından vazgeçtiğine dair elimizde hiçbir delil yok. Aksine 10 yıldan fazla bir süredir Saddam'ın nükleer silah geliştirmeye çalıştığına dair istihbaratlarımız var" demişti.
BİLGİLER YANLIŞ ÇIKTI Uydu fotoğrafları ve telefon konuşmalarını da "delil" olarak gösteren Powell, konuşmasında Saddam'ın nükleer silah yapmaya çok yaklaştığını söyledi. "Bağdat'ın vahim sonuçlarla karşı karşıya geleceği gün yaklaşıyor" diyen Powell, bu açıklamasınından 1 yıl sonra Irak'ta kitle imha silahı bulunduğu bilgisinin yanlış olduğunu söyledi. Irak'ta kitle imha silahları arayan ekibinin eski uzmanı David Kay ise Irak'ın nükleer kapasitesine ilişkin yanlış uyarıların, İran'ın bu alandaki faaliyetleriyle ilgili iddiaları baltaladığını söyledi.
3-İran ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın "İran'ın nükleer silah taşıyabilecek füze sistemleri geliştirmekte olduğuna dair Washington'ın elinde istihbarat var" açıklamasının aslında henüz doğruluğu kanıtlanmamış tek bir istihbarat kaynağına dayanması Washington'u karıştırdı. Washington Post gazetesinde yer alan haberde Powell ve diğer kabine üyelerine, geçtiğimiz hafta bir brifingle İran ile ilgili istihbarattan bahsedildi. Ve raporun üzerinde "yabancıya kapalı" ibaresinin bulunduğundan kimseye açıklanmaması istendi. Böylece Powell devlet sırrını kamuya açıklamış oldu. İstihbaratın bu ay ABD'ye gelen bir kaynağın İran'ın nükleer planlarıyla ilgili bin sayfalık bir rapor sunmasıyla elde edildiği ifade ediliyor. İran Ulusal Direniş Konseyi Tahran'ın uranyumu zenginleştirmek için gelişmiş lazer teknolojisi kullandığını ve uranyumun başkentin 30 km. uzağında Parçin'de bulunan tesislerde saklandığını öne sürdü. Bir başka iddia ise İran'ın nükleer silah yapımında kullanılan bir gazdan önemli miktarda ürettiği. Bazı uzmanlar bunun AB ülkeleriyle anlaşmaya varan İran'ı baskı altına almak için atılmış bir adım olduğunu bazıları ise 2008'de aday olma ihtimali olan Powell'ın yerini sağlamlaştırmak için bu adımı attığını savunuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|