| |
|
|
Odalara düşen görev
İktisatçılar, itibarlı para birimine sahip olmayı, güçlü bir ekonominin en önemli koşulları arasında sayarlar. TL saygınlığını neredeyse 40 yıl önce yitirdi. Paranın itibar kaybı istikrarsızlıkları getirdi, istikrarsızlıklar krizleri, krizler de yoksulluğu... 20 yılda "Paradan sıfır atılacağı" müjdesi veren haberleri toplasanız koca bir cilt olur. Başta "tek sıfır"dan söz edildi, o tren kaçınca 2 sıfıra geçildi, ardından 3, 4 sıfıra... Sonunda bir defada 6 sıfır atarak, bu operasyonu yapan 50 ülke arasında rekor kırmış olacağız. Ama Batı basınının, özellikle İngilizler'in "Kendisini milyoner hissetmek isteyen TL kullansın" alaylarından kurtulacağız. Şimdi önemli olan, bu tarihi reformun "fırsatçılığa" dönüşmemesi. Yani etiketler Yeni TL'ye çevirilirken, artıkların yukarıya doğru yuvarlanmaması. Çünkü bu eğilim yaygınlaşırsa ilk dönemde enflasyon artabilir. Ankara Ticaret Odası'nın üyelerinden taahhüt alması, hatta bu yola başvuracaklara 3 milyar lira (3 bin Yeni TL) ceza keseceğini açıklaması güzel bir adım. Onu tüm odaların, TİSK, TÜSİAD ve TESK'in izlemesini bekliyoruz. Özellikle marketlere bu konuda ciddi bir sorumluluk düşüyor. Önümüzde bir örnek var: AB üyelerinde Euro'ya geçince yuvarlamadan kaynaklanan fiyat artışları oldu. Bu ülkelerden Fransa'da Maliye Bakanı Nicolas Sarkozy geçen yaz büyük market zincirleriyle masaya oturdu. Sıkı pazarlıklardan sonra bu zincirler fiyatlarında yüzde 2 indirimi kabul ettiler. Ayrıca yıl başında da yüzde 1 ek indirim sözü verdiler. Yoksa, hükümet işi fiyatları kontrol için yasa çıkarmaya kadar götürecekti. Evet, tüm sanayi, ticaret ve esnaf örgütlerinden benzer bir özveri bekliyoruz...
|