|
|
Danimarka'dan dönen hesap
Türkiye-Kazakistan maçı çıkışı 4- 0'lık skora rağmen spikerlerin ilk sorusu Hakan Şükür oluyordu. Sayın Başbakan dahil kendilerine mikrofon uzatılanlar; 'maç ve skor ile ilgili olmadığı gerekçesiyle' Hakan Şükür sorusunu cevapsız bıraktılar. Konunun Kazak maçı ve 4- 0'lık net skor olduğunu da açıkça vurguladılar. Cevaben sarfedilen "Bırakalım Hakan'ı, Danimarka maçına bakalım" ifadeleri kesinlikle Hakan'ı yok saymak anlamına gelmiyordu. Soruları cevaplayan Davut Dişli, Levent Bıçakcı ve diğer futbol adamlarının vefa duyguları çok yüksek, müstesna kişiler olduğuna eminim. Bırakınız yıllarını Türk futboluna ve Milli Takıma harcayan Hakan'ı yok saymayı, 'içilen bir kahveyi' unutmayacak insanlardır bu kişiler. Öyle ise röportajlarda verilen cevapların tek nedeni Milli Takım'ın motivasyonunu kuvvetlendirmekti. Yeni federasyon başkan ve üyeleri, takdire şayan, tam bir devlet adamı edası içindeydiler. Toplumsal çıkarların öne çıktığı yerlerde kişisel tartışmaların ne önemi vardı. Tabii ki Türk futbolunun yıldızlarından "Terbiyeli adam" Hakan'ı onlar da çok seviyordu. Onlar Danimarka milli maçına kadar böyle davrandılar!.. Unutmayınız ki, Türkiye'nin milli meselesinde 'Koca Kaptan' da en az onlar kadar hassastı ve bu demeçlerden hiç alınmadı. Hatta Kazakistan maçı öncesi Milli Takıma ulaştırdığı başarı dileği ile 'Kocaman Adam' olduğunu da gösterdi. "Bravo Hakan, doğruyu yapıyorsun. Böyle davrandığın müddetçe; hem arkadaşların mutlu ve başarılı olacak hem de yanlış hesap Danirmarka'dan dönecek, durumun tekrar değerlendirilecektir" derken maç oynandı ve Danimarka maçında milli takımımızın çok iyi oynamasına rağmen neticeye bakıldığında 'iyi futbol ve tek golle' Hakan'a ihtiyaç duyulduğu açıkça görüldü ve yanlış hesap Danimarka'dan döndü.
|