Kuzey Irak haracı
Irak'a gideceklerin can güvenliklerinin sağlanmasına yönelik geçen hafta belirlenen güvenlik tedbirleri Dışişleri Bakanlığı'nın dünkü açıklamasıyla yürürlüğe girdi. Tedbirlerin başında, "zorunlu olmadıkça bu ülkeye gidilmemesi" önerisi geliyor. Irak'a zorunlu gitmek durumunda olan, bu ülkeye mal taşıyan iki bin Türk şoförünün durumuna gelince.. Habur Bilgilendirme ve Koordinasyon Merkezi'nden bilgi almadan hareket etmemeleri tavsiye ediliyor. Habur'dan toplu olarak Irak'a girilip-çıkılması ve konvoy düzeninden uzaklaşılmaması getirilen önerilerin başında yer alıyor. Sorunun çözümü getirilen bu önerilerle son bulmuyor. Özellikle, Irak'ın orta ve güney batı bölgesindeki çatışmalar durmadan, konvoy düzeni de olsa can güvenliğinin sağlanmasındaki zorluk kabul ediliyor.
Kuzeyde alınan haraç Güneydeki can ve mal güvenliğine, Kuzey Irak'ta son günlerde ortaya çıkan bazı olumsuzluklar da eklenmiş bulunuyor. Geçen hafta yapılan güvenlik zirvesinde de masaya yatırılan bu olumsuzlukların başında, Türk TIR'larından Kuzey Irak'ta alınan "haraçlar" geliyor. KDP kontrolündeki İbrahim Halil sınır girişinden alınan "gümrük vergisi" uygulaması devam ediyor. Buna, "mazot parası" adı altında yeni bir haraç eklenmiş bulunuyor. Güneye mal taşıyıp dönen TIR'lara Kuzey Irak'ta KDP kendi bölgesinden mazot alma zorunluluğu getirilmiş bulunuyor. Hem de TIR'ların deposunun dolu olup olmadığına bakılmaksızın... Türkiye'ye gidecek kadar deposunda mazotu bulunsa bile, TIR'ların sıraya girmesi ve taşıdığı yüke göre belirlenen miktarda mazot alması, almasa bile karşılığını ödemesi gerekiyor. Bu miktar 400 dolara kadar çıkıyor. Bu parayı ödemediği takdirde geçiş izni verilmiyor, aracı en az 10 gün bağlı kalıyor. Bu sorun geçen hafta Ankara ziyareti sırasında KDP lideri Mesud Barzani'ye de aktarılmış. Uygulamanın kaldırılması istenmiş. Barzani ise ''Durumu inceleyeceğim'' demekle yetinmiş. Ankara bu haraca son verilmesi konusunda kararlı. Başta koalisyon güçleri ve Irak geçici yönetimi olmak üzere her düzeyde girişimde bulunarak, "Gümrüklerin Irak Merkezi Hükümeti'nin kontrolünde" olduğuna ilişkin Geçici İdari Yasa'daki hükümleri anımsatıyor.
Kerkük sorunu Güvenlik zirvesinde masaya yatırılan en önemli konu ise Kerkük... Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) lideri Mesud Barzani, Ankara ziyareti öncesinde olduğu gibi önceki gün gittiği Suriye'de de Kerkük'le ilgili benzer bir yaklaşım sergiledi. "Kerkük'teki sorunun Irak'ın iç işi ve Kerkük'ün Kürt ili olduğu" iddiasını yineledi. Güvenlik zirvesinde de dile getirildiği gibi Ankara bu yöndeki demeçlere tepkili olmakla birlikte Barzani'nin de Irak'ın Geçici İdari Yasa'nın 53'üncü ve 58'inci maddelerine aykırı davrandığı inancında. Irak'ın geçici Anayasası olarak da kabul edilen İdari Yasa'nın 53'üncü maddesi; Bağdat ve Kerkük'ü, herhangi bir vilayete bağlı olmayan il olarak tanımlıyor. Geçici Anayasa'nın 58'inci maddesi de Kerkük ve Bağdat'ın statüsüne Irak halkının bütününün karar vereceği hükmünü taşıyor. Dolayısıyla, Barzani'nin açıklamaları Geçici İdari Yasa ile çelişiyor. Güneyde Şiiler'in ilk fırsatta ayrı bir devlet kurma kararlılığını açıkladığı bir dönemde, Barzani'nin mesajları Kuzey'de de aynı isteğin hayata geçirilme çabası olarak yorumlanabilir.
Denge ülke Ancak, Irak'ın bölgede, İran, Suriye ve Suudi Arabistan'ı "toprak bütünlüğü ile dengeleyen ülke" olduğu kabul edildiğinde bunun gerçekleşmesine kimsenin izin vermeyeceği de görülür. Irak'ın parçalanması sonucu bölgede "denge unsuru ülke" olma rolünü istemese de üzerinde kalacağını gören Ankara'nın tepkisiz kalması da beklenemez.
|