|
|
21. yüzyıl kadını artık antika giyecek
Derishow yeni koleksiyonunda üç jenerasyonu buluşturdu. Dişi ve özgür çizgiler ön planda.
20.Yüzyıl Antikaları adlı yeni koleksiyonda Derishow, 30'lu yılların kadınlarının kırılganlığını, çocuksuluğunu ve zenginliğini; 50'lerin 2. Dünya Savaşı'ndan yeni çıkmış kadının güç ve farkındalığını; 80'lerdeki kadının fetişist silüetlerini bir araya getirdi. Markanın sahibi ve tasarım kaptanı Fatoş Ahunbay, bu sezon için "Kadınların kendi şarkılarını istedikleri gibi söyleyebileceği birçok enstrümanı var" diyor.
*** 21. yüzyıl kadınları için antikalar
Derishow "20. Yüzyıl Antikaları" adlı yeni koleksiyonunda üç jenerasyonu birleştiriyor. Babaannelerin giymeye kıyamadığı dantel bluzlarla annelerin tül etekleri, jeanler ve deri montlarla hayat buluyor.
Derishow'un sahibi ve aynı zamanda tasarım kaptanı Fatoş Ahunbay İTÜ Mimarlık Bölümü'nde okurken, eşi Sancar Ahunbay'la birlikte hobi olarak kıyafet tasarlamaya başlamış. Kıyafetler o kadar beğenilmiş ki, o dönemlerdeki şık bir butik açmak hayalini 1982'de Derishow'u kurarak gerçekleştirmişler. Derishow çizgisini takip edenler çok iyi bilir, mağazası ve sergilenen giysiler o kadar ortak bir atmosfer sunar ki, mağazaya girip dolaşmak bile insanı keyiflendirip iyi hissettirir. Her sezon sadece giysilerini değil bu giysilerin gerisindeki düşüncesini de sunan marka, sonbahar kış sezonunda ise "20. Yüzyıl Antikaları"nı yarattı. Ahunbay, 20. Yüzyıl Antikaları adını verdikleri koleksiyonun, 2000'li yılların tasarıma ne getireceği, renklerin, temaların ne olacağı konusunda fikir alışverişi yapmaya başladıkları yıllara dayandığını söylüyor. Yaklaşan modern çağın garip bir paradoks içerdiğini düşünmüşler o yıllarda... 20. yüzyıl başındakilerin endüstri devriminden sonraki olanakları kullanarak dünyada yaptıkları yenilikler yepyeni bir çağı başlatmış ve Modern Çağ denmiş. 2000'li yıllar modernizmin başladığı yepyeni bir çağ... Oysa ki her zaman modern ve antika iki ayrı uçta durur, barışamamış iki ayrı kavramdır. 21. yüzyılın başına geldiğimiz zaman modern çağı oluşturan unsurlar antika oluyor ve çok garip bir paradoksu içinde barındırıyor. Şimdi, 21. yüzyılda, "20. Yüzyıl Antikaları" demek büyük bir haz vermiş Derishow ekibine....
SAVAŞ SONRASI KADINLAR GİBİ Aslında vurgulamak istedikleri, bir şeyin antika olabilmesi için çağının tasarım çizgisinde en iyisi olması. Böyle bakıldığında Modern Çağ'ın başındaki savaş, özellikle 2. Dünya Savaşı çok belirleyici. O dönemde, kadınların duygu olarak ikiye ayrıldığı bir dönem başlıyor; savaş öncesindeki naif, kırılgan, lüks içinde yaşatılan kadınlar ve hem savaş sonrası parıltılarından, şampanyalarından, havyarlarından ayrılan hem de yeni dünyanın şekillenmesi için daha aktif roller almaya başlayan kadınlar.... Bu değişen roller gereği, bir anda kadınsı görüntü erkeksileşmeye başlıyor. Derishow tasarım ekibi, bu duygunun günümüz kadınına çok uyduğunu düşünüyor. Çünkü kadınlar artık her şeyi yapıyor, aşık oluyor, kariyer yapıyor, çocuk yapıyor, geziyor... Seçtiği şeyler arasında çok şey var, oysa geçmişte kadınlar bunları kısmen yapabiliyordu. 20. Yüzyıl Antikaları ise 1900 ile 1955-60 yılları arasındaki kadın duygularının günümüz kadınıyla bir sentez oluşturduğu düşüncesinden yola çıkılarak yaratıldı. Bir ailedeki üç jenerasyon kadın arasında iletişim kurabilecek ortak bir sentez bu...
KENDİ ŞARKINIZI SÖYLEYİN Bu koleksiyonu oluştururken özenle üzerinde durdukları yaşanmışlık duygusunu vermek, vurgulamak. Çünkü her şeyin değerli olduğu dönemlerde, o dönemdeki kadınların sadece çok özel durumlarda giydiği, sahip çıktığı kıyafetleri, şimdi sokakta, gezen, alışveriş yapan kadınlar giyiyor. Yani pahalı gibi duran dantel bir bluz bir jean'in üzerinde çok şık duruyor! Ya da o dönemde yalnızca özel gecelerde, dansa giderken giyilen tül etek, şimdi deri bir ceketle harika oluyor. İşte 20. Yüzyıl Antikaları bu sentez üzerine kurulu... Hatta babaanneniz size bakıp "Delirdin mi sen!!" diye çıkışırsa, şaşırmayacaksınız! O güzelim dantel bluz tabii ki bir jean'le giyilebilir. Koleksiyona göz gezdirdiğimizde geçmişten çok şey görmek mümkün. 20'ler, 30'lar, 50'ler, 60'lar ve 80'lerin ruhundan parçalar var. Atçı pantolonları, kalem etekler, küçük süslü elbiseler, bolerolar, ceketler ve paltolar, kısacası aradığınız şık ya da spor, seksi veya çocuksu her şey var. Koleksiyonda "yaşanmışlık duygusu" en çok deri ile vurgulanıyor. Derinin yanı sıra kalın tüvitler, ekoseler, eskitilmiş kumaşlar, kürkler, örgüler, uçuşan ipekler, kırışık, buruşuk tüller, aplikeler, işlemeler, taşlar, protest baskılar da bu yaşanmışlık duygusunu fazlasıyla veriyor. Derishow, daha önceki koleksiyonlarında hiç bu kadar renk kullanmamıştı herhalde! Kış beyazları, simsiyah, bal rengi, kemik ve bej tonları, taba ve kızıllar, gri yeşilin yanı sıra parlak yeşil, hardal, somon, nil mavisi, gül kurusu, çilek gibi sıcak, gülümseyen renkler de kullanılmış. Renkli kürkler, degrade deri ceketler de dikkat çeken diğer parçalar. Bağcıklı, altı platformlu ayakkabılar, çantalar koleksiyonu tamamlıyor. Kişinin giyinirken oynadığı şey aksesuvar bu sezonda. Adeta "oyuncak" gibi kullanılıyor. İster uyumlu, ister karman çorman, her türlü aksesuvarı kullanabilirsiniz, gönül rahatlığıyla... İnsan giyinirken eğlenmeli değil mi? "Kendi şarkımızı istediğimiz gibi söyleyecek çok enstrümanımız var" diyor Fatoş Ahunbay. Derishow tasarımlarında 30'lu yılların kadınlarının kırılganlığını, çocuksuluğunu ve zenginliğini; 50'lerin savaş yaşamış kadınının güç ve farkındalığını; 80'lerdeki kadının fetişist silüetlerini görebilirsiniz.
Aksesuvar tıpkı bir oyuncak gibi. Gönül rahatlığıyla, ister uyumlu ister karman çorman, her şeyi kullanabilirsiniz
Esra Çoruh
|