kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mahmut Ovur @ SABAH
 
Ramazan geldi, hoş geldi
48 aile karanlıkta: İstanbul sahipsiz mi?
Soru-Cevap

Ramazan geldi, hoş geldi

On Bir Ayın Sultanı Ramazan'ın dün ilk iftarıydı. Tarihin içinden süzülüp gelen Eski İstanbul Ramazan gelenekleri biraz değişse de hâlâ yaşıyor. Direklerarası, Feshane ve Sultanahmet eğlenceleriyle, Osmanlı'nın aşevleri, binlerce kişiyi ağırlayan İftar Çadırları'na dönüşse de Ramazan kendine özgü 'Sultan'lığını sür
dürüyor.
İstanbul'da bu geleneğin sürdürenler ise ağırlıkla belediyeler. Her belediye Ramazan'da mutlaka bir etkinlik yapıyor. Eminönü,
Bağcılar, Bahçelievler, Üsküdar, Şişli ve Eyüp gibi belediyeler yıllardır iftar çadırlarında binlerce insan hizmet veriyor. Tabii bu hizmeti farklı yapan belediyeler de var. Örneğin Kadıköy Belediyesi iftar çadırı yerine, binlerce eve sıcak yemek ulaştırıyor.
On Bir Ayın Sultanı'nın ilk gününde biz de iftar kuyruğundayız. Yılladır bu geleneği sürdürdüğü bilenen Eyüp Sultan ve Sultanahmet gibi yerlerin değil, daha bugün ilk yemek servisini yapan bir çadırın konuğu olduk. Kağıthane Belediyesi'nin Sanayi Mahallesi girişinde açtığı çadıra saat 18.00 gittik. Henüz kuyruklar yeni yeni oluşmaya başlıyor. İftara yaklaştıkça artan kalabalıkta hakimiyet inşaat ve tekstil işinde çalışan erkeklerde.
Kuyrukta önce 14 yaşında bir tekstil işçisiyle konuşuyoruz. Üç yıldır oruç tuttuğunu söyleyen Ali Ayder, "Çok acıkmadım. Şu anda çok rahatım. Belediyelerin böyle yemek vermeleri çok iyi. Ev uzakta onun için iftarımı burada açacağım" diyor.
Boyacılık yapan Ahmet Karamuk ise, İftar Çadırı geleneğinin müdavimlerinden. Karamuk, şunları anlatıyor: "Depremden sonra bu işler daha yaygınlaştı. İyi bir dayanışma oluyor. Belediyelerin görevi zaten halka hizmettir. Bu da onlardan biri. Varlıklı insanların desteğiyle yapılması da güzel birşey. Oruç tutan da tutmayan da geliyor."
"Peki siz burada iftarı açıyorsunuz çocuklarınız evde onlar ne yapıyor? Böyle yerlere gidebiliyorlar mı?" diye soruyoruz. İşte Karamuk'un yanıtı:
"Gitmezler. Evde Allah ne verdiyse onunla iftar açıyorlar. Biz buradan eve yetişemiyoruz."
İftar çadırlarına, sadece yoksullar değil, her kesimden insanlar konuk oluyor. Dört yaşındaki oğluyla yemek tepsisini alıp masaya oturan bir baba dikkatimizi çekiyor. Bir yandan iftarını açıyor, öte yandan oğlunu besliyor. Tam bu arada cep telefonu çalıyor. Cevabı ilginç: "Merak etme, biz yemeğimizi belediyenin iftar çadırında yiyoruz. Vallahi çadırdayız. Yemek bitince geliriz."
Hemen araya girip soruyoruz: "Arayan eşiniz miydi?" "Evet" deyip devam ediyor: "İnanamadı. Biz buradan geçerken çadırı gördük. Hemen arabayı park edip buraya geldik. Allah razı olsun."
Dışarıdan bakınca bir çok insana zor gelebilecek, iftar çadırı kuyruğunda yemek yemek aslında bir gelenek haline dönüşmüş. İhtiyaç sahibi veya değil her kesimden insanın aynı ortamda hiçbir tereddüt taşımadan yemek yemesi belki de bize özgü bir gelenek.
Yaşlı bir teyze yemek tepsisini alıp bir masaya kuruluyor. Emekli bir öğretmen olduğunu söylüyor. Çadıra ilişkin düşüncelerini ise şöyle ifade ediyor: "Yemekleri ve mekanı çok beğendim. Her şey böyle güzel devam etsin. Merak ettiğim için geldim..."

21'NCİ YÜZYILIN AŞEVİ: İFTAR ÇADIRI...

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, iftar çadırı geleneğini şöyle değerlendirdi: "Çadırlarda yemek vermek aslında iyi bir gelenek oldu. Güzel bir şey Ramazan'ın da amacına uygun. Daha Osmanlı döneminde aşevleri vardı. Bugünkü çadırlar onun 21. yüzyıl versiyonu. Tabii amaç yoksullarla paylaşmak. Ama herkes gelebilir. Belediyeler bu işi bölgelerindeki yardımsever işadamlarından destek alarak yapıyorlar. Bu da toplumun dayanışması açısından çok önemli."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Üsküdar AK Parti'de kılıçlar çekildi   / 15-10-2004
 İstanbul'un 'ruhsatlı çeteler'i   / 14-10-2004
 Başkanlar ve lüks arabaları   / 13-10-2004
 Türkiye'nin sivil gönüllüler ordusu   / 12-10-2004
 Umutsuzların umudu Çorlu'da   / 11-10-2004
 Derelere kaç para gömüldü?   / 10-10-2004
 İstanbul'a 'sessiz devrim' gerek   / 09-10-2004
 Vekâletle İstanbul yönetilmez!   / 08-10-2004
 Avrupa Birliği karşıtı değiliz   / 07-10-2004
 Üzerimize geldiler ama 48 binayı yıktık   / 06-10-2004
MAHMUT ÖVÜR
Ramazan geldi, hoş geldi
On Bir Ayın Sultanı Ramazan'ın...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Ankara'nın yolu Brüksel'den mi?
Leyla Zana ve diğer...
YAVUZ DONAT
Ayıp, çirkin, yakışıksız
Perşembe, saat 22.00...
BMW'li iyi giyimli biriydi
Öldürülen Lisa Eder'in katil zanlısı Bülent Günbay'ın işlettiği...
5 bilezik için cinayet
Üsküdar'da güneş enerjisi sistemini tamir etmek için gittikleri evde,...
Peker'e ambulansla 'hızır adliye' servisi
Peker'e ambulansla 'hızır adliye' servisi
Taksi gibi çalışan korsan ambulanslar son olarak Sedat Peker'e hizmet...
Zarftan Beşok çıktı
Zarftan Beşok çıktı
İzmirli Çamlıca ailesinden iki kardeşin öldürülmesine azmettirdiği...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.