Futbolcu Hakan'ı kurtarmak!
Biliyorum ki, "İçinde Hakan Şükür ismi geçen" bir yazı Ulusal Takım oyuncularına yapılmış en büyük hakarettir. Bugün sahaya çıkacak 11 cesur, "Kahramanlar takımının" hoşgörüsüne sığınarak yazıyorum. Böyle yazmamın üç nedeni var: Birincisi; büyük usta Hıncal Uluç'un hâlâ Hakan Şükür'ü savunmasıdır. İkincisi; Fatih Tekke'nin "Benim kaybolan 5 yılımı kim geri verecek?" sözüdür. Üçüncüsü ve en önemlisi; Kopenhag'a inişte Ulusal Takım karşılanırken açılan, "Kral nerede" pankartıdır. Bu o kadar önemli değil. Önemlisi Ulusal Takım'ın patronu Sevgili Ersun Yanal'ın, " 50 tane kral burada" cevabıdır. Danimarka'yı nasıl yeneriz diyerek oyuncularımızı motive etmek varken, konu bakın mümtaz Türk medyası tarafından nereye getirildi? Sanki "Er Ryan" filmi çevriliyor. Konu Hakan Şükür'ü kurtarmak mı? Yoksa yeniden yapılanan ve "Hücum futbolunu" cesurca sahneye süren Ersun Yanal ve ekibine kalben destek vermek mi? Öyleyse iki büyük ustayı izninizle gündeme getirmek istiyorum. Hücum futbolunun öncesi bu konuda o kadar çok hakarete uğradı ki.. Eleştirildi demiyorum hakaret diyorum.. Doğan Koloğlu, Kazakistan maçını yorumlarken "Nihayet 5 forvetle oynadık" diyor. İşte bu, korkak, pısırık ve kişiliksiz futbolun bitişi değil mi? Türk medyası çağdaş spor yazarlığının öncüsü Doğan Koloğlu'nu linç ederken ona tek Hıncal Uluç sahip çıktı. Ne diyordu büyük usta: "Hedef büyütelim. Düşüncede devrim yapalım. Korkak ve kişiliksiz düşünceleri çöpe atalım. Korkakça kazanacağımıza cesurca yenilelim." Bu nedenle Lucescu'yu yok etmedi mi? Bu nedenle Hagi ile savaşmıyor mu? Hıncal Uluç Usta, Doğan Koloğlu'nu savunurken hücum futboluna yürekten inanmıyor muydu? Sevgili Hıncal Usta'nın rüyası Ersun Yanal'ın liderliğinde gerçek oluyor da, bu rüyanın gerçekleşmesine en büyük engel nasıl olur da kendisi oluyor? Bir felsefe bir oyuncu uğruna yok edilir mi? Bir oyuncu kahraman yapılırken 10 oyuncu çöpe atılır mı? Kopenhag'da önemli bir maç var. Daha önemlisi oynandı. Galatasaray Arsenal'ı yenerek UEFA'yı aldı. Bu maçın önemi şundandır: Yenersek herkes susacak; sahadaki 11 aslan yürekli futbolcumuz ve Ersun Yanal'ın çağdaş felsefesi zafere ulaşacaktır. Yenilsek bile sahada yeniliriz. Düşüncede asla yenilmeyiz. Önemli olan da bu! Yenilirsek kara düşünceler sadece bir maçlığına kazanacaktır. Bireyleri kahraman yapan ve populist bir düşünce bir maçlığına kazanacaktır. Hatta yazacakları ve söyleyeceklerini de şimdiden ezberlemişlerdir: "Hakan Şükür olsaydı Türkiye kazanırdı!" Oysa bunun adı spor yazarlığı değildir. Hıncal Usta'nın dediği gibi (Şimdi kendisi de maalesef bunu yapıyor) skor yazarlığıdır. Kazakistan maçında bir pankart: Varsın Ersun istemesin Varsın Kazım hain desin Üzülme Hakan Şükür Tarih seni nasıl silsin! Gelinen nokta öylesine çözümsüz oldu ki... Açık yazayım da herkes nasıl anlarsa anlasın: Türk Ulusal Takımı'nın başarısı istenmez hale geldi. Yanisi şu: Türkiye'de hainler çoğalıyor!
|