Sağlıklı yaşam
Umarım sıhhat ve afiyettesinizdir. Allah kimseyi hastane, doktor kapısına düşürmesin. Düşürürse de, ya kesesine bereket, bedenine kuvvet, yakınlarına sabır versin... Ya da kesesi yoksa, her insana sağlıklı kamu hizmeti, sağlık hakkı, "tıbbın iyi insanları"ndan nasip etsin. Şu sıralar yakın çevremde hastalıklarla boğuşuyor olsam da, itiraf edeyim, ben de, en azından şimdilik, tuzukurulardanım. Rahatça doktora gidebiliyor, götürebiliyor, ama zorlanarak ama zorlanmadan, sigorta migorta ile, neyse bedeli, ödeyebiliyorum. Ama yine de hazmedemiyorum. İlaç, doktor faturaları yahut kamu hastaneleri kuyrukları karşısında... "İyi ve insani" bir tedaviyi ancak "iyi para" karşılığında görebilecek, dolayısıyla görmesi çok zor olan milyonlarca insan adına haykıranlara muameleyi hazmedemiyorum. Tuzukuruluğun, Houston'ların mustonların, özel sigorta-özel hastane-"parlak doktor" imkanlarının, nasıl bir ülkede, nasıl imkansızlıkların halkı arasında yaşadıklarını, medya zirvelerine unutturmasını hazmedemiyorum. Güzellik, gençlik, estetik, diyet-miyet, botoksmotoks, prozak-murozak, vitamin-mitaminden geçilmeyen "sağlıklı yaşam" sayfaları ile... ABD'de mabedede, Türkiye'de nama, unvana, makama, paraya ihtimam kurumlarına, hekimlerine övgü döşenen sütunlara... Ne "sağlık hakkı"... Ne bu hakkın muhatabı yoksul sağlıksızlık... Ne de, muayenehanede oturmak yerine sokaklarda o hakkı savunan tıp insanları girebiliyor.
*** Onlar mahkemeye gidiyor, bugün duruşma salonuna giriyor. Çünkü her şey bitti, yerli yerine oturdu, memleketin en ücra köşesinde bile "sağlık hakkı"na kavuşmayan tek bir vatandaş, doktor-ilaç-gıda göremeden ölen tek bir bebecik kalmadı... Tıbbın, insanın, halkın, doktorların, sağlık çalışanlarının, hastaların, hukukun, devletin, herhangi bir başka "dava"sı hiç kalmadı... Kalan bir tek, "sağlık hakkı" adına, doktorun, çalışanın, hastanın sesini azıcık duyurmak üzere "birazcık" iş bırakanlar ile destek verenlerin yargılanması idi. Tabip Odası, Eczacı Odası, Diş Hekimleri Odası, Veteriner Hekimler Odası, sağlık işkolundaki sendikaların temsilcileri, DİSK'in tüm genel merkezi olmak üzere, üç büyük işçi konfederasyonunun temsilcileri, kamu emekçileri sendikaları (KESK) yöneticileri... Ve eşini tıbbi hatalarda yitirdikten sonra "hasta hakları" için dernek kuran, yani bazı doktorlarla mücadele eden, ama "sağlık hakkı" için yukarıdakilerle omuz omuza veren Leyla Ezgi'nin Hasta ve Hasta Yakınları Derneği. Hepsi sanık, bugün hepsi mahkemede. İstanbul Tabip Odası Başkanı Gencay Gürsoy'un deyişiyle, "sağlık hakkı" yargılanıyor. Türk Tabipler Birliği Başkanı Füsun Sayek'in deyişiyle, "dünyanın en güzel suçluları". DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin deyişiyle, "Türkiye halkı".
*** Ve ey sevgili halkım. N'olur ki, di mi! Herkes kendi derdinde. Kimin umurunda. Kendi hayatı dışında başka şeyleri de umursamak isteyen doktor, çalışan, hasta, hasta yakını kimin umurunda. "Avrupalı demokrasi"nin bu kronik sindirme, susturma hastalığı kimin umurunda. Sağlıklı yaşam diler, küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öperim!
|