| |
Kadınlar neyi paylaşamıyor?
TÜGİAD'ın (Türkiye Genç İşadamları Derneği) bir paneli vardı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve Konya Ticaret Odası'nın katkılarıyla. Panelin konusu: "Aile şirketlerinde yönetim, kurumsallaşma ve halka açılma." TÜGİAD "aynı konuda" 10 panel düzenleme kararı almış. Birincisi Bursa'da gerçekleştirilmiş. Biz Konya'ya, ikincisine gittik.
KURUMSALLAŞMA Panelin 3 konuşmacısı vardı: * Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez. * TÜGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İlhami Fındıkçı. * İMKB Kotasyon Müdür Yardımcısı Alev Mumcu Dumanlı. Üçü de "aile şirketleri" konusunda araştırma yapmış. Üçü de "kurumsallaşma" konusunda okumuş, yazmış.
AİLE ŞİRKETLERİ Toplantıda uzun uzun anlatıldı ki: * Dünyadaki şirketlerin yüzde 90'ı aile şirketi. * Bu oran Türkiye'de yüzde 95. * Ancak ikinci kuşağa geçince, devam edebilen aile şirketi bir anda yüzde 20'ye düşüyor. * Üçüncü kuşakta ise yüzde 10'un altına. * Dördüncü kuşakta devam edebilen aile şirketi artık binde ile ölçülüyor.
NASIL OLACAK? Aile şirketinin "nesilden, nesle" devam edebilmesi için "kurumsallaşma" gerekiyor. Konuşmacılar panelde "işte bunu" anlattılar. Kurumsallaşmanın nasıl olacağını. Nelere dikkat edilmesi gerektiğini...
KONYA Panelin ilk konuşmacısı Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez'di. Üzülmez önce Konya'yı anlattı: - Konya'da 3 organize sanayi bölgesi var, şimdi dördüncüyü planlıyoruz... 48 de küçük sanayi sitemiz mevcut. Konya kabuğunu yırtmış. Bütün dünyaya ihracat yapıyor.
FELSEFE Hüseyin Üzülmez, 10 yıl öncesine kadarki "vizyonu" şöyle anlattı: * Eskiden felsefe küçük olsun, benim olsun şeklindeydi. * Babalarımız derdi ki, minarenin ucunu kaybetme... Yani fazla uzaklaşma. * Bir başka deyim de şuydu: Gideceğin en uzak yer, takkeli dağın tepesini göreceğin noktadır.
TAKKELİ DAĞ Konya'nın batısında "tepesi takke gibi olan" bir dağ var. Dağın takkesi "30 kilometre uzaktan" görünür. Konyalı'nın eski düşüncesi: - Ey Konyalı işadamı... Takkeli dağın tepesinden 30 kilometreden fazla uzağa gitme.
DOĞRU Konya kabuğunu kırmış. "Eski felsefeyi" yırtmış. Dünyaya açılmış. Ama bu defa bir "sorun" çıkmış. Hüseyin Üzülmez: - Konya'daki binlerce işletmenin neredeyse tamamı aile şirketi... Bunlar ikinci kuşağa intikal ederken çoğu dağılıyor... Hele üçüncü kuşakta... Şirket, mirket kalmıyor. Paneldeki dinleyiciler "doğru" diye başlarını salladılar.
KADINLAR Hüseyin Üzülmez sesini yükseltti: - Aile şirketleri, zamanla neden sorun yaşıyorlar?.. İkinci kuşağa geçerken neden problem çıkıyor? Ve sorusunu kendisi yanıtladı: - Aile şirketleri çoğu kez aile içindeki kadınların rekabeti yüzünden parçalanıyor. Salona baktık. Hemen hemen herkes "doğru" diye mırıldanmaya başladı.
AİLE BİRLİĞİ Sonra Dr. İlhami Fındıkçı konuştu. Londra'da eğitim görmüş. "Davranış bilimleri... Yöneticilerin kişilik özellikleri... Aile şirketleri" konularında uzman. Önce "birinci kuşağı" anlattı: * Bir masa, bir kasa... Patron, her şeye hakim. * Baba tırnaklarıyla kazıyarak işi bir noktaya getirmiş... Şirkette hiçbir sorun yok. Ama hızla "kurumsallaşmak" gerekiyor. Zira: - Aile duyguların yoğun olduğu bir kurum... Ama şirket, mantığın egemen olduğu bir kurum. İlhami Hoca'ya göre: - Aile şirketi olmanın çok önemli avantajları var... Fakat dezavantajları da... Eğer aile birliği korunarak, kurumsallaşma başarılırsa, şirket kuşaktan kuşağa devam edebilir.
ELMANIN KURDU Kurumsallaşma başarılamazsa ne olur? Dr. İlhami Fındıkçı: - Aile şirketleri çoğu kez, kurumsallaşmayı başaramayınca, aile içindeki hanımefendiler arası çekişme yüzünden dağılıyor. Yine hemen salondakilere baktık. Başlar "doğru" diye sallanıyordu. Dudaklardan "doğru" sözleri dökülüyordu. Dr. Fındıkçı: - Hanımlar arası rekabet, elmanın içindeki kurt gibi, aile şirketlerini kemiriyor.
DERİN DÜŞÜNCE Sonra Alev Mumcu Dumanlı "aile şirketlerinde kurumsallaşma... Halka arz... Kotasyon ve borsada işlem görme" konularında konuştu. Ama bizim kafamız "kadınların rekabetine" takılıp, kalmıştı. Panel bitti, salondan çıktık. Dinleyenler de çıktılar. Hepsi de "derin düşüncelere" dalmışlardı. Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez'le birlikte "düşünenlere" sorduk: - Ne düşünüyorsunuz? Önce "kadınların rekabetini" diye gülümsediler. Sonra birden ciddileştiler: - Sahi, kadınların paylaşamadığı nedir?
REKABET Ülkemizdeki binlerce şirketten acaba "kaç tanesi" dördüncü kuşakta? Koç grubu "üçüncü kuşakta." Sabancı henüz "ikincide." Ya diğerleri? Konya'da "bu konuyu soruşturmak" istedik. Gördük ki "birinci kuşaktan sonra, sorun başlıyor..." Ve yine gördük ki, herkes "kadınların rekabeti" diyor.
SORU? İki gündür kafamızı, Konyalı'nın sorusu kurcalayıp duruyor: - Kadınlar neyi paylaşamıyor? Ve kadınlar arası rekabet, Dr. İlhami Fındıkçı'nın dediği gibi "aile şirketi denilen elmanın içini kemiren kurt mu?"
|