|
|
|
|
|
Zamanın durduğu ülkeye seyahat
|
|
Görkemli tapınaklarıyla Patan, Annapurna Dağı'nın eteklerinde kurulu, çiçek çocukların tercihi Pokhara ve Everest... Hepsi çok farklı ama yine de Nepal'de herkes ve her şey Budizm'le ilgili.
Nereye gideceğinizi bilmediğiniz ama İstanbul'da da kalmak istemediğiniz o uzun on günlük tatillerden birinin öncesinde bir arkadaşım "Nepal'e gidelim" dedi. "Evet" demem yaklaşık beş saniye sürdü, artık nereye gideceğini bilenler sınıfındaydım. Gözümün önünden bir film şeridi gibi turuncu giysileri içinde Budist rahipler, tepesi karlı Everest görüntüleri geçti. Değişik bir seyahat olacağından emindim. Zaten grup da ilginçti; onaltı Rus ve iki Türk. Katmandu havaalanında gümrükten geçerken birden zaman durdu. Tüm seyahatim boyunca da aynı şeyi hissettim. Bu ülkede zaman belki yirmi belki elli sene önce durmuştu. Dünyanın birçok şehrine gittiğiniz zaman sizi hemen içine alan bir hareketi hissederseniz ama Katmandu en büyük şehir olmasına rağmen böyle bir hareketlilikten uzak.
Katmandu'ya yarım saat mesafede bulunan Patan ise ilk anda göreni etkileyen bir tapınaklar şehri. Patan, UNESCO tarafından koruma altına alınan, dört bir yanı Budist tapınakları ve manastırlar ile çevrili bir şehir. Tipik mimaride birçok evin arasında labirent gibi sokaklardan hep aynı yere çıkılıyor "Durbar Meydanı". Durbar Meydanı'nda Nepal'e özgün ağaç ve metal işlerinin en güzel örnekleri, Tibet'in ünlü halıları satılıyor. Lalitpur, "Güzel şehir" anlamına gelen Patan'ın merkezinde eski moda bir kahvede çayınızı içip göz alıcı turuncu giysileri içinde Budist rahipler ile sohbet edebilirsiniz. Son derece sıcakkanlılar. Nepal'de çeşitli şehirlerde karşıma yıldız falcıları, yoga ve meditasyon eğitimi veren merkezler çıktı. İsterseniz başlangıç, isterseniz ileri düzeyde eğitim veren birçok merkez var. Nepal seyahatine başladığınızda Budizm, meditasyon, yoga ile ilgili bilgileriniz çok sınırlı olsa bile Patan'dan başlayan gezi insanı meraklandırıyor.
Aslında şaşırtıcı olan Katmandu, Pokhara veya Patan'da en çok rastlanan dükkanlardan birinin Tibet Kitapçıları olması. Bu kitapçılarda Tibet, Budizm, meditasyon, yoga gibi konularda dünyanın çok az yerinde görebileceğiniz, her dilde uluslararası yayın bulabiliyorsunuz. Yıldız falı baktırmak ayrı bir hikaye. Patan'da gittiğim Astroloji Profesörü önce doğduğum yeri ve saatini sordu, kalın bir kitaba bakarak bu tarihlere göre yıldız falımı çıkardı. Başladı anlatmaya; yirmiler, otuzlar, kırklar derken geldik doksanlara. Dayanamadım ve "Bu kadar uzun yaşayacağımdan emin misiniz?" diye sordum. "Kapıdan çıktığın zaman ölebilirsin. Ben bunu bilemem ama eğer yaşarsan, senin yıldızınla diğer yıldızların durumu anlatılan olayları gerektiriyor." Patan'daki derme çatma evden çıktığımda hava kararmıştı, tek başıma labirent sokaklarda koşarken değil doksanlar, kırkları bile göremeyeceğimi düşünmüştüm. Ertesi gün sabah otele adıma bırakılan muhteşem renklerde boyanmış yıldız haritam ise hala karşımda. Nepal'de karşılaştığınız herkesin Budizm ve normal bir şehirlinin çok yakın olmadığı yoga, kendinle barışık olma ruh hali, meditasyon ya da yıldızlar hakkında anlatacağı çok şey var. Ama gezinin en etkileyici kısımlarından biri Türkiye'den yapılan turistik gezilerde bulunmayan Annapurna Dağı eteklerinde kurulu Pokhara şehri. Pokhara 70'li yılların başında çiçek çocuklar tarafından tercih edilen bir yer olmuş. Aylarca burada yaşayan hippiler özgür hayatın tadını çıkarmışlar. Pokhara'da bugün yaygın olarak "trekking" yapılıyor. Annapurna dağlarında organize edilen bu uzun yürüyüşler (bazen iki hafta) yöreyi çok iyi tanıyan ve eşyaları taşıyan "sherpa"lar önderliğinde oluyor.Yürüyüş esnasında bazen karşınıza inanılmaz güzellikte bir Budist manastırı ve güleryüzlü "Monk"lar (Budist rahip) çıkıyor, bazen muhteşem bir vadi manzarası, bazen köy çıkıyor. Her karşılaşma sizi gerçek hayattan uzaklaştırıyor. Seyahatin son gününde ise küçük bir uçakla yapılan Everest gezisi vardı.
Sabah çok erken saatlerde kalkıp havaalanına gittik. Uçakta herkes cam kenarındaki koltuğuna oturdu. Yarım saat sonra ise ortaokulda (biraz daha önce ya da biraz daha sonra olabilir) kitaplarda okuduğum ve resimlerini gördüğüm Everest tepesinin hemen yanındaydım. Bir haftadır çeşitli açılardan ve aşağıdan gördüğüm tepe, her an çarpacakmışız gibi yakındı, şampanya ikram edildi ve Everest'in etrafında bir tur attığımıza dair sertifikalar dağıtıldı. Daha önce bu tepeye çok tehlikeli bir tırmanışla gelen cesur insanları düşününce fazla konforlu oldu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|