AB'nin yeşil ışığıyla 2004 mükemmel bir yıl olmaya aday
Avrupa Komisyonu dün tarihi kararını verdi. 12 Eylül 1963'ten beri AB ile süren ilişki önemli bir virajı aldı. Daha açıkçası alma yönünde bir önemli adımı attı. Komisyonun "Türkiye yeterli oranda siyasi şartları yerine getirmiştir. Müzakereler başlatılabilir" tavsiyesinde bulundu. Uzun ince AB yolunda şimdi 17 Aralık'ta Avrupa devlet ve hükümet başkanlarının müzakereleri başlatıp başlatmayacağı aşamasına geldik. Müzakerelerin başlatılması için Komisyonun olumlu kararı gerekli ama yeterli değildi. Nihai kararı AB ülkeleri verecek. Bu karar da otomatikman verilmiyor. Ancak Avrupa Konseyi 2002 yılındaki "Türkiye Kopenhag kriterlerini yerine getirdiğinde müzakereler gecikmeksizin başlayacaktır" kararıyla kendisini önceden bağlamıştı. Bu açıdan dünkü AB Komisyonu kararı önemliydi. Karar, Türkiye'nin bu kriterlere uyduğunu belirledi ve müzakereler için yeşil ışığı yaktı. 17 Aralık kırılma noktası Nihai kararın verileceği 17 Aralık'a kadar önümüzde tam 2 ay 10 günlük süre var. Herhalde sadece piyasalar ve ekonomi değil, ülke olarak 17 Aralık'ta çıkacak AB kararı ile yatıp kalkacağız. O zamana kadar da siyasi, ekonomik, kültürel bütün girişimler herhalde yapılacak, adeta diploması mekiği dokunacak. Tarih almaya yönelik Türkiye'nin ataklarına Türkiye aleyhtarlarının karşı atakları olacak.Bütün bunlar da piyasalarda belli bir dalgalanma yaratacak. Dile kolay 41 yılın ardından yüzüp yüzüp tam üyeliğin müzakeresi aşamasına gelinmiş. Türkiye Kopenhag siyasi kriterlerini tutturmuş. Hukuki düzenlemeleri gerçekleştirmiş, Kıbrıs sorununu çözmede önemli bir adım atmış, inisiyatif almış. Her şeyi AB'den müzakere takvimi almaya odaklamış. Kendi tutumu sonucunda Avrupa 17 Aralık'ta müzakereleri başlatmazsa, bu ilişkilere büyük darbe indirebilir ve Türkiye için tam bir yıkım olabilir. Yani AB ile asıl kırılma veya sıçrama noktası 17 Aralık'ta. Müzakere tarihi verip vermeme durumuna göre ekonomi dibe çakılabilir de, sıçrayabilir de. Yeşil ışık dopingi Buna göre AB konusundaki gel-git'lere bağlı dalgalanmalar olsa da, piyasalar ve ekonomi daha iyimser bir havaya girebilir. AB'nin bu yeşil ışığından sonra iyileşmeler daha ivme kazanabilir. * IMF ile üç yıllığına yeni bir anlaşma da bunun üzerine gelebilir. * Büyüme son çeyrekte daha hızlanabilir ve yılın tümünde yüzde 10'un üzerine çıkan bir GSMH artışı gerçekleştirebiliriz. * Özel sektör yatırımlarındaki patlama sürebilir. İşsizlik verilerindeki iyileşmeler de devam edebilir. * 30 yıllık aradan sonra enflasyon bu yıl en azından tüketici enflasyonunda tek haneli rakamlara düşebilir. * 17 Aralık'ta müzakere kararını yeni yılda Yeni Türk Lirası'na geçiş izleyecek. Bu gelişmelerin etkisiyle 2004 yılını mükemmel bir yıl olarak bitirebiliriz. Yıllar sonra dönüp geriye baktığımızda veya rakamlar ortaya çıktıkça, 2004'ün çok parlak bir yıl olduğu görülecek. Müzakere takviminin verilmemesi ise bu gelişmeleri 17 Aralık'ta bıçak gibi keser. Aksi ise mükemmel gelişmelerin azalarak da olsa, 2005'e sarkmamasına yol açabilir. Sonuç "Kapıya gelen içeriye de gelir" Türk Atasözü