Otel odası mı?

Devlet Bakanı Ali Babacan'ın bir sözüne takıldım. "Yeni program eskisi gibi otel odalarında, Washington'da yazılmış bir program değil" diyor sayın bakan. Bir defa için söylenmiş bir söz değil bu. Babacan bu iddiasını daha önce de birkaç defa dile getirmişti. Otel odası denildi mi akla hep karanlık şeyler gelir. Ecevit'in 1980 öncesinde kurduğu koalisyon hükümeti gibi otel odalarında kotarılan işlerin ömrü de çok uzun olmaz.
Babacan'ın "eski" dediği yani şu anda halen uygulanmakta olan programın 2001'deki hazırlanış sürecini bir gazeteci olarak yakından izlemiştim. Bu nedenle nasıl ve nerede hazırlandığı konusunda biraz bilgim var. Hatırladığım kadarıyla bu program otel odasında değil şu anda sayın Babacan'ın makam odasının da bulunduğu Hazine'nin birinci katındaki salonda ve yine aynı binanın 15'inci katındaki Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü'nde hazırlandı. Kaleme alanlar ise Hazine, Merkez Bankası ve DPT bürokratlarıydı. Maliye, Dış Ticaret, BDDK ve Özelleştirme İdaresi de çalışmalara katıldı. Şu anda ekonomi bürokrasisinin tepesinde bulunan ve hükümet tarafından atanan bazı bürokratlar da bu sürecin yakından tanığıydılar.
O sürecin belki de öncekilerden ve şu anda yürütülenden önemli bir farkı vardı. Bu da sendikalar ve işveren örgütlerinin geniş katılımı ve desteğinin sağlanmış olmasıydı. Programı hazırlayan Derviş ve ekibi sürekli olarak sivil toplum örgütleriyle görüştü. Bu görüşmelerden bazıları da otel odalarında değil ama otel salonlarında yapıldı. Sonuçta sivil toplum örgütlerinin de görüşlerini ifade edebilecekleri bir sistem kuruldu. Halen varlığı devam eden koordinasyon kurullarının temeli o dönemde atıldı.
Yeni bir program üzerinde çalışırken eskisinin hakkını vermek bir politikacıyı ancak yüceltir. Türkiye otel odasında hazırlandığı öne sürülen o programla krizden çıktı, enflasyonu tek haneye indirdi. O program ve programı hazırlayan ekip sayesinde, dünyada IMF'nin kaynaklarını en fazla kullanan ikinci ülke olduk. Bu finansman olmasaydı, 2001 krizinin etkisi daha yıkıcı ve uzun süreli olabilirdi. Program, aralarında her an sorun çıkabilecek üç partinin koalisyonu döneminde uygulamaya konuldu ki, bu da ayrı bir başarıydı. Ve en önemlisi AKP işbaşına geldiğinde kucağında bulduğu bu programı uygulamaya devam etti.