Futbol baronları Panik ve acemilik Süreyya'ya infaz

Futbol baronları

Dilimize yerleşmiş bir takım tekerleme ve deyişler var. Kısa olmalarına rağmen derin anlam ifade ederler. "Allah gözünü doyursun." "Yediğin önünde, yemediğin ardında."
"Kapında bir domuzun eksik."
Bu gibi kısa cümleler ülkemizdeki yabancı teknik direktörler için özel hazırlanmış gibi.
Balmumu ile ülkeye davet edilen bu futbol baronları bin bir seramoni ile büyük kulüplerimizin başına geliyor. Garantili anlaşmalar ile kendilerini sağlama aldıktan sonra Türkiye'de "Dolca vita hayatı" yaşıyor. Sonuçta Türk futbolcusunun unuttuğu hezimet ve yenilgileri tekrar yaşatarak çekip gidiyorlar.
Şimdi soruyorum?
Del Bosque ve Daum'un Türkiye'de neleri eksik? Her türlü ihtiyaçları karşılanmamış mı?
Peki tüm bunlara rağmen Beşiktaş'ın ligde 13 puan geriye düşmesini ve Fenerbahçe'nin Manchester'e tarihi farkla yenilgisini neyle açıklarsınız?
Türk futbolu gerilemektedir. Gerekçesi ise bu tip hocalardır. 11 puan farktan şampiyonluğu kaçıran ve çekip giden Lucescu ile diğerleri aynı geleneği devam ettirmektedir.
Anlaşılıyor ki bunlar önce takımlarından çok kendilerini garanti altına alıyorlar. Yerli hocalarımız bunlara sunulan imkanların yüzde kaçı ile yetiniyorlar? Aynı opsiyonu onlara da sağladığımızda Türk teknik adamlarının da başarılı olacağı unutulmamalıdır.