Ersun Yanal doğru yaptı
Hiç çekinmeden, bir kez daha altını çizerek söylediğimi tekrarlıyorum: "Ulusal takımda yedekliği reddetmek. Yani "İlk 11'de yoksam yokum demek, tribüne çıkmak vatan hainliğidir!" İşte bu nedenle ve ısrarla Letonya ve Yunanistan maçlarında yedek olmayı reddeden Hakan Şükür'ü en ağır biçimde eleştirdim. Ben eleştirdiğim için de Hakan Şükür, Milano'dan Telegol'e bağlandı, ağladı sızladı. Sonra da babası göz yaşı döktü. Bakınız: Hakan Şükür kendini savunamıyorsa, Hakan Şükür'ü savunmak babasına kalıyorsa biraz düşünmek gerekir. Dahası, Bay Sermet Şükür'ün, Galatasaray Kaptanı Bülent Korkmaz'ı eleştirmesi "Adamı 100 kez milli yapmak istediler" demesi utanç vericidir. Şimdi bakın ne oldu. Hakan Şükür, Star'da canlı yayında bu satırların yazarını karaladı. Bunu söyleyen Hakan Şükür'ü yine Hakan Şükür yalanladı. Süleyman Rodop'un mikrofonuna aynen şöyle dedi: Hakan Şükür yedek kalmaz! İşte sorun burada düğümleniyor. Her ne kadar Sevgili Ersun Yanal. "Bu teknik bir konudur. Dünya'da futbol değişiyor. Bu değişimi Türkiye de yapmak zorundadır" sözlerini diplomatik bir dille anlatsa da gerçek açık net: Hakan Şükür dönemi bitmeliydi, bitti! Ersun Yanal sistem ve prensipleri değiştiriyor. Bu prensiplere uymayan Şükür'ü ise diplomatik bir usulle yok ediyor. İşte sorun burada. Sevgili Ersun Yanal, teknik konu yerine daha radikal açıklamalar yapması gerekirdi. Yapmadı, yapmakta geç kaldı. Öyleyse bu görevi de biz üstlenelim... 1- Hakan Şükür futbolculuk kariyerinde her zaman takım ruhuna ihanet etmiştir. (Terim'le jeep, Güneş'le prim kavgası yaptı). İşte Yanal buna izin vermek istemedi. Şükür'ü almayarak 'çete sorununu da' çözdü. 2- Hakan Şükür'ün olduğu takım Hakan Şükür'e göre oynar. Bu sistem bir kez yıkıldı, İlhan Mansız oynadı ve 'altın golü' atarak Türkiye Dünya üçüncüsü oldu. Değişen Ulusal Takım'da Hakan Şükür'e artık yer yok! Şimdi biraz da teknik konuşalım. Ersun Yanal iki noktadan doğru. Birincisi; geleceğe yatırım yaparak gençlerin önünü açıyor. İkincisi ve önemlisi ise hücum organizasyonunu tek oyuncu üzerine kurmak yerine takımın üzerine kuruyor. (Biz bu yüzden Yanal'ın futbolunu sevmedik mi?) Bu konuda Mustafa Denizli'nin yorumu ders niteliğindeydi. Denizli dedi ki, "Ersun Yanal teknik konuyu açıklasın!" Sonra da bana şu mesajı yolladı, "Söyle Kazım... Hakan Şükür böyle mi gitmeliydi!" Elbette Şükür'ün sonu böyle olmamalıydı. Ersun Yanal cesurca, "Hakan Şükür'ün varlığı Ulusal Takım'daki reformun önünü tıkıyor" deme cesaretini göstermeliydi. Gösteremedi. Çünkü, bu konuda yalnız bırakıldı. Oysa Denizli çok güçlüydü. prensipleri uğruna Fener'de Baliç'i yok etti. Avrupa Şampiyonası'nda oyundan aldığı için tozluklarını önüne atan Tugay Kerimoğlu'nu kamptan kovdu.. Biz o zaman ne dedik, "Bravo Denizli.." Bugün "Bravo Yanal" dediğimiz gibi!...
|