Kötüye doğru
Geçtiğimiz Perşembe günü, bu gazetede sadece şehir baskısını görenlerin okuyabildiği bir yazı yazdım. Özeti şuydu: Türk futbolu kan kaybediyor. Ligin kalitesi düştü. Bu gidişle Avrupa'da başarılar azalacak, Milli Takım da bundan zarar görecek. Pazar akşamı Manchester United'ı Middlesbrough karşısında izledik. F.Bahçe maçında 3 gol atıp 1 asist yapan Rooney ile 1 gol, 1 asist ile oynayan Van Nistelrooy ortalıkta yoktu. 5 gün arada ne değişti de bu ikili sustu, kaldı? Perşembe Beşiktaş, Bodo/Glimt karşısında zar zor tur atladı. G.Birliği ve Trabzon elendi. Bunun anlamı şu: Kötü futbol, kötü sonuçları da beraberinde getiriyor. Biz kendi içimizde "Şöyle iyiyiz, böyle iyiyiz" edebiyatını sürdürüp duruyoruz. Ama Avrupa'ya çıkınca iş değişiyor. "Puan bile alırız" düşüncesiyle gittiğimiz Manchester'dan 6 gol yiyoruz. Ama aynı Manchester kendi liginde sadece 8 gol atabilmiş, karşılığında 6 gol yemiş. 8 maçta 13 puan toplamış. Oysa F.Bahçe 8 maçta 22 puan aldı, 22 gol attı. Acaba takımlarımızdan biri Arsenal ile eşleşse, Highbury'de kimbilir kaç yerdik? Hatırlatmak gerekirse, Arsenal İngiltere'de 8 maçta 26 gol atıp 22 puan topladı! Durumu bu kadar dramatize etmemizin sebebi önünüzdeki Kazakistan ve Danimarka maçları... 2006 Dünya Kupası katılmamız gereken bir organizasyon. Daha kupanın Almanya'da yapılacağı belli olunca seyirci avantajını ele geçirdik. Bir evsahibi gibi seyirciye sahip olacağımız bu kupaya gidememeyi düşünemiyoruz bile.. Şimdiden Hakan Şükür polemikleri yüzünden Kazakistan ve Danimarka'ya yeterince konsantre olamıyoruz. Tartışmayalım demiyorum. Ama ipin ucunu kaçırmayalım. Unutmayın, kazanırsak herkes kazanır, ama kaybedersek hepimiz kaybetmeyiz! Her kötü sonuçta bundan rant elde edebilen kişiler vardır!
Orda bir takım var uzakta F.Bahçe, Trabzon ve G.Saray açtı arayı gidiyor. Ligin altında yavaş yavaş düşmemeye oynayacaklar da belli oldu. Ama bir takım var ki, gözlerden uzak olduğu halde nefesini ilk üç sıradaki takımın ensesinde hissettiriyor. Bu takım Malatyaspor. İlginç bir takım Malatyaspor. Kaleci Fevzi, Beşiktaş'tan kovulmuştu. Ömer Erdoğan, Murat Erdoğan, Bülent Akın G.Saray'da kendilerine yer bulamayan veya beğenilmeyen isimler. Atilla Birlik de Türkiye'de ilk kez Beşiktaş'ta oynamıştı. Aykut Kocaman da futbolculuk zamanında F.Bahçe'den istemediği halde gönderilmişti! Şimdi bu "beğenilmeyenler" topluluğu, Üç Büyükler'e kafa tutmaya hazırlanıyor. Bu sezonki performanslarıyla da beğenilmemek gibi bir sıkıntı yaşamıyorlar. Çünkü her gün eleştiri okları yok üzerlerinde. Kafaları rahat, işlerini yapıyorlar artık. Gözden uzaktalar ve bunu başarıya çeviriyorlar.
|