| |
Varan 50
Dinden çıkmış canavarların cirit attığı Irak'ta herkes kendi canının, canlarının derdine düştü. İngiltere 16 Eylül'de kaçırılan yurttaş Kenneth Bigley'in (bir Abu-Dabi şirketi hesabına çalışıyordu) El-Zerkavi'nin katillerince kafasının kesilmesini önlemek için çırpınıyor. Son çare olarak Müslümanlar'dan bir heyet gönderdi, Bağdat'ta 50 bin bildiri da- ğıtıp halktan yardım istedi. İtalya 7 Eylül'de kaçırılan vatandaşları Simona Pari ve Simona Torretta'yı (ikisi de bir yardım kuruluşunda görev yapıyordu) kurtarabilmek için Ulemalar Komitesi'ni devreye soktu. Fransa'nın 20 Ağustos'ta kaçırılan Christian Chesnot ve Georges Malbrunot (ikisi de gazeteciydi) için başvurmadığı adres kalmadı. Ve kapıları ardına kadar açılmış bu cehennemden bir Türk'ün daha ölüm haberi geldi. Mardinli Beşir Akcan, Musul'a 95 kilometre uzaklıkta uğradığı silahlı saldırıda hayatını yitirdi. Herhalde iki-üç gün sonra cenazesi Türkiye'ye getirilecek ve ağıtlarla toprağa verilecek. Murat Yüce, Ali Bayındırlı, Ömer Kılınç, Beşir Akar, Osman Alişan, Zeynel Abidin Oğurol, Mecit Yiğitbaş, Yahya Dönmezbaş, Ramazan Erkal ve daha niceleri gibi... Katiller çeteleye neredeyse her gün bir çentik daha atıyor, neredeyse her gün bir tabut Habur'dan giriş yapıyor. Dışişleri Bakanı Gül daha bir ay önce hayatları Irak yollarında noktalanan Türkler'in sayısının "30 civarında" olduğunu söylüyordu. Beşir Akcan ile sayı 50'ye ulaştı. 470 yıl önce Fuzuli'nin ölümsüz aşkı aradığı Musul, Necef, Hille, Bağdat yollarında şimdi ölüm kol geziyor.
Rus ruleti gibi Kaç vatandaşmızın rehin düştüğü ise bilinmiyor. Bazıları aylardır kayıp ve akıbetleri meçhul. Bazıları ise (Ali Haydar Veziroğlu'nun şirketi Vinsan'ın 10 çalışanı örneğinde olduğu gibi) Türk firmalarını Irak pazarından çıkarmak isteyenlerin kiraladığı çetelerin elinde şantaj aracı olarak tutuluyor. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, "Bu tür saldırıların sadece Türk işadamları ve Türk şoförlerine yönelik olması düşündürücü. Bizim o pazardan çok fazla faydalanmamız istenmiyor" diyerek bu kanlı ticari rekabeti resmen doğruluyor. Bu ölümlere ve rehin alınmalara rağmen Türk firmaları Irak'ta iş almaya, binlerce şoför de mal taşmaya devam ediyor. Edecek de. Çünkü Tüzmen'in ifadesiyle, "Biz oraları kolay kazanmadık. Irak'a mal tedarik eden ülkeler sıralamasında Türkiye 13'üncü sıradan 3'üncülüğe geldi." Çünkü şoförlerin ifadesiyle, "Başka iş imkanı yok. Ne fabrika var, ne de yatırım. Çalışmadığımız gün ailelerimiz aç kalacak. Çocuklarımız için ölümü göze alıyoruz..." Zaten rakamlar da gösteriyor bunu. Irak'a ihracat bu yıl 2 milyar doları aşacak, navlun geliri de 600 milyon doları. Nakliyecilerin meslek kuruluşu Roder'in verilerine göre, yılın ilk 7 ayında Irak'a 139 bin 782 kamyon ve TIR sefer yaptı. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 131 artış anlamına geliyor. Ve her gün 2 bin şoför "Rus ruleti"ne benzettikleri Irak'a girerek, rakamları hep daha yükseklere, yeni rekorlara taşyor. Ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin internet sitesinde "iş fırsatları" sayılıyor: "Irak'a her gün çimento taşyacak araç aranıyor. Irak-Kuveyt arasında çalışacak frigo araçlar ve tankerler aranıyor. Kuveyt-Irak arasında ABD ordusuyla çalışacak 200 frigo araç aranıyor..." İlgilenenlere duyurulur.
|