|
|
|
|
İstanbul değişken ve sürprizlerle dolu bir dişi
Üniversite eğitimi için geldiği ve zor alıştığı İstanbul'un artık hayatının ayrılmaz bir parçası olduğunu söyleyen yazar Ahmet Ümit, zamanının büyük bölümünü Beyoğlu'nda geçiriyor
Kitaplarında Beyoğlu'na sıkça yer veren, hatta son kitabı "Beyoğlu Rapsodisi" adını taşıyan yazar Ahmet Ümit'in günlerinin tamamı neredeyse bu semtte geçiyor. Türkiye'nin en başarılı polisiye yazarı olarak kabul edilen Ümit, bir suç merkezi olan Beyoğlu'nun, kitaplarını beslediğini söylüyor... "Yakında piyasaya çıkacak olan 'Aşk Köpekliktir' isimli kitabımda da İstanbul ve Beyoğlu, aşkın değişen yüzü gibi değişken özellikleriyle bol bol yer alıyor" diyen başarılı yazar, İstanbul'un işveli, değişken ve sürprizlerle dolu bir dişi kent olduğunu düşünüyor. Ahmet Ümit İstanbul'u "hayatın kendisi" olarak görüyor. "Benim yaşamımda üç kent var: Doğduğum ve 18 yaşına kadar yaşadığım Gaziantep, bir yıl kadar kaldığım Moskova, bir diğeri ise en büyük yeri işgal eden İstanbul" diyen Ümit, kentleri doğal güzellikleri, tarihi dokusu, kültürel merkezleri kadar insanlarıyla da sevdiğini söylüyor: "Sevdiğim insanların yaşamadığı kentleri çok sevemiyorum. Örneğin Paris ve New York çok güzel yerler olabilir ama benim için bir anlam ifade etmiyorlar. İstanbul 'insan' yönüyle de beni çekiyor, çünkü sevdiklerim burada yaşıyor." Ahmet Ümit, öğle saatlerine kadar Beyoğlu'ndaki ofisinde yazılarıyla ilgileniyor. Yemek için Beyoğlu'nda tercih ettiği birkaç mekan var; bunların başında, enfes gün batımı manzarasıyla Litera Cafe geliyor. Ümit'in sevdiği diğer mekanlar Lades ve Ümit Ocakbaşı. Sütlacı çok seven ve "Yanında bir de dondurma olursa şahane olur" diyen Ümit'in favori tatlıcıları Sütiş ve Sefer Usta. İstanbul'a üniversite eğitimi için gelen yazar tam 26 yıldır burada yaşıyor. "Dünyadaki kentler dişi ve erkek diye ikiye ayrılır. Leningrad, Paris gibi İstanbul da bu dişi kentlerden biri. Hatta en güzeli, en işvelisi, en değişkeni, sürprizlere dolu olanı; insanı önce hayal kırıklığına uğratıp sonra sevindireni" diyen Ahmet Ümit, İstanbul'un hayatını güzelleştiren en önemli ögelerden biri olduğunu söylüyor. Başarılı yazar özellikle kış aylarında zamanının büyük bir bölümünü Beyoğlu'nda geçiriyor. Canı sıkıldığında da atlıyor taksiye, Boğaz'a kahve içmeye ya da İsmet Baba'ya balık yemeye gidiyor. Şu sıralar Süryani tarihiyle ilgili bir kitabın hazırlıkları için zaman zaman Sultanahmet'e gidip gözlem yapan, Aslıhan ve Beyazıt'taki sahafları gezen Ümit, tarihi yarımadayı da çok sevdiğini söylüyor. İstanbul'un dünyada eşi benzeri bulunmayan bir yer olduğunu söyleyen yazar, böyle düşünmesinin nedenini şu sözlerle açıklıyor: "Gerçek anlamda iki büyük imparatorluğa başkentlik yapmış. Ayrıca dünyanın hiçbir yerinde böyle bir doğal doku yok; insanların acımasızca yok etmeye çalışmasına rağmen sanki o kendini koruyor ve bu kadar güzel kalabiliyor." Ümit'in sinema izlemeyi en çok sevdiği salon Emek Sineması... "Orada eski sinemaların tadını buluyorum. Benim için sadece film izlemek değil, Emek'te film izlemek önemli..." Ahmet Ümit, insanların tüm eleştirilerine karşın İstanbul'u sosyal yapısıyla da çok sevdiğini söylüyor ve ekliyor: "Dünyanın ve Türkiye'nin tüm kültürlerini bütün aşamalarıyla bu kentte görebilmek mümkün."
|
|
|
|
|
|
|
|
|