kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

AKP'nin "inandırıcılık" sorunu

Türk Ceza Kanunu'nu, zina maddesi eklemek için değil, zaman kazanıp soğutarak bu maddeyi koymamak için Komisyona çektik..."
Bu sözler TCK'nın hazırlanmasında emeği geçen AKP'nin etkin kurmayına ait.
Bir diğer sözü ise daha dikkat çekici: "Avrupa Birliği ve iç kamuoyundan bu kadar büyük tepki ile karşılaşacağımızı ön göremedik..."
AKP'nin etkin kurmayı bunları söylerken, hükümet ve partiden kamuoyuna yapılan açıklamalar ise bunun ötesinde.
TCK'nın komisyona çekilmesinin nedeni iki gündür şu sözlerle dile getiriliyor:
"Ceza Muhakemeleri Usulü, Ceza İnfaz ve Bölge İdare Mahkemeleri kanunları ile bir arada çıkarmamız lazım. Yoksa sıkıntı çıkar..."
Oysa, TCK'nın Meclis'ten çıkması ve Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi halinde, hemen yürürlüğe girmesi söz konusu değil.
TCK tasarısının, 344'üncü maddesi aynen şöyle diyor:
"Bu Kanun yayımından bir yıl sonra yürürlüğe girer..."
Yani, TCK çıkmış olsa dahi hemen uygulanmayacak.
Dolayısıyla diğer yasaların çıkıp uygulamaya konulması için Meclis'in önünde tam bir yıl var...
AKP kurmaylarının bir diğer açıklaması da Avrupa Birliği ile ilgili.
Açıklamalarına göre, "TCK, AB için koşul değil..."
Oysa, Türkiye'nin AB yol haritasını çizdiği Ulusal Programında, "2004 yılı içinde TCK değişikliğinin gerçekleştirilip uygulamaya koyulacağı" sözü belgede duruyor.
Daha da ilerisi, haziran ayında yapılan AB ara zirvesinde bizzat Başbakan ve Dışişleri Bakanı, "TCK'daki değişikliği Meclis'i erken toplayıp gerçekleştireceğiz" sözünü vermiş bulunuyor.
İtimatsız gözükmek
TBMM'nin AKP'li Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger'e dünkü sohbetimizde bunları hatırlattığımızda şöyle diyor:
"Beni hayrete düşüren, TCK'nın 346 maddesini diz ile göbek arasına sıkıştırıp bırakmamız ve maalesef haksız bir şekilde itimatsız görüntü veriyor duruma düşmemiz..."
Partinin birçok yöneticisi gibi, Dülger de TCK'nın Komisyon'a çekilme nedeni ile ilgili bilgiye sahip değil.
Dülger, gelinen noktadaki sıkıntıyı partinin "yönetim metodundaki" yanlışlığa bağlıyor.
Şöyle diyor Mehmet Dülger: "AK Parti'nin henüz halledemediği, haklı davasında haksız duruma düşen ve kendini anlatamayan otoriteye dayalı yapısı ve metot sıkıntısı..."
Pişmemiş aşure
Başkan Dülger, "metot sıkıntısını" da şöyle açıyor:
"AK Parti, henüz palet üzerinde duran çeşitli renklerdeki boya gibi. Başbakan ise fırçasında tek rengi tutuyor. Tek renge danışıyor. Demirel gibi yapmıyor. Milletvekillerine danışmak için vakit yaratmıyor, danışmıyor. Nohudu, fasulyesi, inciri ayrı duran pişmemiş aşure gibiyiz. O zaman 'biz neyiz?' diye soruyoruz. CHP'li Kemal Anadol Meclis'te çok doğru söyledi; 'merkez partisi olmak kolay değil' dedi. Her şeyin bir sınırı var. İnatlaşmaya girmek doğru değil. Eğer fikir aykırılığı varsa, o zaman danışarak, diyalog yoluyla, parti içi konsensüs sağlanır. Beni ezerek mutabakat olmaz."
Dülger, TCK'nın AB'den müzakere tarihi alınmasına etkisinin ne olacağı konusunda herhangi bir görüş belirtmiyor.
Partide ise AB açısından bir sorun yaratacağına inanılmıyor, AB zirvesinden "hayır" yanıtı geleceği kanısı taşınmıyor.
Erdoğan'ın önceki günkü çıkışı da bu güvene dayanıyor.
Durum böyle olsa da Erdoğan'ın önceki günkü çıkışı ve "zina" konusu AB'deki Türkiye karşıtlarının değirmenine su taşımaya yetiyor.
İzleme sonucu askı
ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas da dün bu duruma işaret ederek şöyle diyor:
"Bu gelişmeler gösteriyor ki AB aralık ayında müzakere tarihi verecek. Bununla birlikte, müzakereye başladığı diğer ülkelere yapmadığı gibi bir izleme süreci de başlatacak. İlk izleme sonucunda da üyeliği askıya alacak..."
AB'den müzakere tarihi almak yetmiyor.
Bir zamanlar Slovenya ve Romanya'nın karşılaştığı sorunlarla burun buruna gelinebileceğini de görmek gerekiyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ağar'ın 'değişim ve dönüşümü...'   / 17-09-2004
 Gül: Söylenecek her şey söylendi   / 15-09-2004
 Siyaset de başlangıç yaparken   / 14-09-2004
 Sınıfları doldurduk, yaşasın dershanemiz   / 12-09-2004
 Verheugen'ın önünde kavga   / 10-09-2004
 Rusya'nın gerisine düşmek...   / 08-09-2004
 Boru tamam, gaz yok   / 07-09-2004
 Irak eylem planı...   / 05-09-2004
 Baykal: Zina cezasına oy yok...   / 03-09-2004
 En fazla sivil kaybı kim verdi?   / 01-09-2004
ERDAL ŞAFAK
Bir ihtimal daha var
AB Komisyonu'nun genişlemeden...
MAHMUT ÖVÜR
Çocuklara kıymayın efendiler
"O sırada sadece çocukları...
MUHARREM SARIKAYA
AKP'nin "inandırıcılık" sorunu
Türk Ceza Kanunu'nu, zina...
YAVUZ DONAT
Şanghay'da resmi yemek
Kemal Baytaş.
TÜTAV (Türk...
Madalyalarla aydınlanıyor
Başkentin varoşlarından Mamak... Adı hep terörle anılan, çöplüğüyle...
Doğal felaketler kapıda
1990'da dünyada doğal felaketlerden 90 milyon kişi etkilenirken bu...
Tele kız çağırınca yakayı ele verdi
Tele kız çağırınca yakayı ele verdi
Ankara'da kardeşinin kullandığı bir evde kalan Hamit Bayram, bir...
Zehirli intikam
Zehirli intikam
Adana'da evli ve 6 çocuklu bir adama kuma olarak giden Hatice Kuşçu,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.