| |
|
|
Bir ihtimal daha var
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in geçen haftaki ziyaretinden sonra, herkes "Bu iş bitti" demişti. Doğruydu. Verheugen'in mesajları, AB yolunda artık engel kalmadığını gösteriyordu: Ne Türkiye'ye "hayır" denecekti, ne yeni koşullarla oyalama taktiği izlenecekti. Sadece iki olasılık kalmıştı geriye: Ya doğrudan doğruya ve açıkça "Kriterler tamam, buyurun müzakereye" denilecekti ya da "Görüşmelere başlayacağız ama hazırlanmamız, hem de reformların uygulama sürecini görmemiz için bize biraz süre verin." Gözlemcilerin "Evet ama" dedikleri seçenekti bu. Ne yazık ki, Türk Ceza Kanunu yol kazasından sonra yeni olasılıklar gündeme gelmeye başladı. İlki, Türkiye raporunun ertelenmesi. Verheugen dün "6 Ekim tarihinde değişiklik olmayacak" diyerek, bu olasılığı safdışı bıraktı. İkincisi koşula bağlı tavsiye. "AB zirvesine kadar TCK zinaya hapis öngören maddesiz çıkarılırsa..." diye başlayan ihtiyatlı yeşil ışık. Üçüncüsü ise, olumsuz görüş belirtilmesi. İşte o zaman yandı gülüm keten helva. Çünkü, AB koridorlarında da seslendirilmeye başlanan bu olasılık, "Türkiye değerlerimizi benimsemeye hazır değil" anlamına gelecek. Bunun sonucu da, Aralık zirvesinde Türkiye kararının 2 yıl daha ertelenmesi olacak. Hem de 2002'deki zirvede, "2004 sonunda kesin kararımızı vereceğiz" denilmesine rağmen... O iki yılda da AB Anayasası'nın onay süreci var, başta Almanya ve İngiltere olmak üzere Türkiye yanlısı ülkelerde seçimlerin yenilenmesi var... Kim öle, kim kala... Gelin, yol yakınken, aklımızı başımıza toplayalım.
|