| |
Neden böyle oldu?
Uzun ve ciddi bir çalışmanın ürünü olan, Meclis'teki müzakerelerde daha da olgunlaştırılan Türk Ceza Kanunu tasarısı, son dakikada, "neden" buzdolabına kaldırıldı? Hükümet, zinaya ceza konusunun krize yol açabileceğini daha önce "neden" göremedi? AB yolundaki iktidar, AB'nin kafasını karıştıran bir golü, kendi kalesine "neden" attı? "Neden, neden, neden?"
*** Başbakan, TCK tasarısı daha TBMM Genel Kurulu'na inmeden "zinaya ceza gerekir" diyerek, "kendini bağladı." Bugün "bu işi büyütmeyelim... Zinaya ceza şart değil" diyen AKP'liler, daha önce Başbakan'ı neden uyarmadılar? Başbakan'ın "kendini bağlayacak sözler söylemesine" neden seyirci kaldılar? Anlaşılıyor ki Başbakan'ın ciddi bir "çevre sorunu" var.
*** "TCK... Zina... Ceza" konusu AK Parti'nin Genel İdare Kurulu'nda konuşuldu. Bakanlar Kurulu'nda tartışıldı. Bu meşru platformlarda "Başbakan gibi düşünen" ve "zinaya ceza gerekir" diye Başbakan'ı yönlendiren kimilerinin, daha sonra, Başbakan yurtdışındayken "Başbakan gibi düşünmediklerini" söylemeleri neden? Başbakan'ı güç duruma sokmak için mi? Yoksa, tribünlerden alkış beklentisinden mi?
*** "Önceki güne dair" bir ayrıntı... Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, alelacele, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i arıyor: - Avrupa hop oturuyor, hop kalkıyor. Avrupa'nın hop oturup, hop kalkması "aman ha aman, zina suç olmasın" diye. Cemil Çiçek'in, Gül'e yanıtı: - Bunu bana değil, sayın Başbakan'a söylemeniz gerekiyor. Siyasi iktidarın "AB ile ilgili birimlerinin direksiyonunda olan sorumluların" Avrupa'nın "havasını" önceden ölçmeleri, biçmeleri ve Başbakan'a iletmeleri gerekmez miydi?
*** AK Parti kadroları içinde, şu veya bu sebeple, "Başbakan'ın zor durumda kalmasından" memnun olanlar mı var?
*** Başbakan, partide "çok güçlü." Bu "aşırı güç" çevrede "iki çeşit insan" yığılmasına yol açabilir. 1. Kraldan fazla kralcılar. 2. Korkup, susanlar. Güçlü Başbakan, çevresinde, "kendisine doğruyu söyleyecek güçlü kişileri" mutlaka bulundurmalı.
*** Dün öğle yemeğini Meclis'te Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'la yedik. - CHP ile mutabakatınız sürüyor mu? - Sürüyor... İstenen, zina konusunun TCK'ya girmemesi idi... Girmedi... Mutabakatın sürmemesi için hiçbir neden yok.
*** Gözlemimiz: Bu iş "orasından, burasından sündürülüp, durulmazsa..." İp "gerilmezse..." Konu "ben sana tükürdüğünü yalatırım... Yok, ben sana gününü gösteririm" havasına sokulmazsa... "Bir hafta, on gün içinde" sular durulur. "15-20 gün içinde de" sorun, Türkiye'yi de, AKP'yi de, Avrupa'yı da rahatlatacak şekilde çözülür.
*** Bizim siyasi yaşamımızda "zina tartışması" hep vardır. Ve hep "manşetlere" çıkar. Kimi zaman "bir milletvekili, sekreteriyle aşk yaşamaktadır... Bir kurşun sesi, bu aşkı, manşetlere taşır." Kimi zaman "genç bir kadın, Bakan'la yatak odasında yaşadıklarını gizli kamerayla kaydeder", aşk medyatikleşir. Bu dönemin parlamentosunun kaderi de "zina suç olsun mu, olmasın mı" tartışmasıyla manşet olmakmış. Eh, bu da geçer.
|