| |
Kerkük ısınıyor
Türkiye'nin yeğen Barzani'ye yaptığı Kerkük uyarısına, amca Barzani'den meydan okumaktan farksız bir yanıt geldi. Dışişleri Bakanı Gül önceki gün Ankara'da görüştüğü Kuzey Irak Bölgesel Yönetim Sorumlusu (yani Kürt hükümeti başbakanı) Necirvan Barzani'ye "Kerkük'ü Kürtleştirme çabalarını yakından izliyoruz, bu tehlikeli davranıştan vazgeçin" mesajı verdi, "Ateşle oynuyorsunuz" demeye getirdi. Ama anlaşılan Irak Kürtleri bu telkinleri dikkate almaya niyetli değil. Yeğeninden Ankara'nın mesajını öğrenen Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani, üstüne basa basa, Fransız haber ajansı AFP aracılığıyla "Kerkük'ün Kürdistan'ın kalbi olduğunu, bunu pazarlık konusu yapmayacaklarını" açıkladı ve ekledi: "Bu kimliği korumak için savaşmaya ve canımızı vermeye hazırız." Kerkük'te gerilimin artmasının nedeni, bu "Türk kenti"nin statüsünü belirleyecek sürecin en önemli kilometre taşı olan nüfus sayımının yaklaşması: 12 Ekim'de Kerkük'ün nüfusu ve etnik dağılımı ortaya çıkacak. Gerek amca-yeğen Barzaniler, gerekse Talabani her Ankara ziyaretlerinde inkar etseler de, Kürtler sayımdan önce Kerkük'ün nüfus yapısını değiştirmek için seferberlik ilan etmiş durumdalar. Bunu Kuzey Irak'taki ABD askeri yetkilileri de, bölgeyi dolaşan gazeteciler de doğruluyor. Amerikalı yetkililerin verilerine göre, Kuzey Irak'taki çadır kentlerde toplam 167.400 göçmen yaşıyor. Bunun 153 binini Kürtler oluşturuyor. Onların da 77 bini Kerkük'te.
İç savaş tehlikesi var Bölgeden sorumlu Amerikan 1'inci piyade tümeninin komutanı General John Batiste, Talabani ve Barzani'nin hem nüfus sayımı, hem de onu izleyecek genel seçimler (2005 başında) öncesi Kerkük'e organize bir Kürt göçü hareketi yürüttüklerini, bunun bölgeyi barut fıçısına döndürdüğünü belirtti, bir de örnek verdi: "Kerkük'ün 70 kilometre güney-batısına düşen Havija kasabasında dolaşın, halkı dinleyin. Hepsi de iç savaşın yaklaşmakta olduğunu söyleyecek. Kürtler böyle devam ederse, iç savaş kaçınılmaz olacak." Kerkük il meclisi ise 22 bini aşkın Kürt ve sadece 305 Türkmen ailesi yerleştirildiğini, Saddam döneminde gelen 25 bini aşkın Arap'ın ise ayrıldığını belirledi. Yani Araplar sürülüyor, yerleri Kürtler'e veriliyor. Geçenlerde bölgeye giden Mısırlı gazeteci Nermin El Mufti de, "Al Ahram Weekly" dergisinde izlenimlerini aktarırken, kente Kürt göçmen yığıldığını, bunların futbol sahaları ve izci kampları dahil boş buldukları her yere yerleştiklerini yazdı, "Kelimenin her anlamıyla Türk kenti olan Kerkük şimdi hızla Kürtleştiriliyor" ifadesini kullandı. (Mısırlı gazetecinin ilginç gözlemlerinden biri de Kerkük'te tüm duvarları Apo posterlerinin kaplamış olması. "Acaba neden" diye soruyor ve şu yanıtı veriyor: "Belki de kentin ruh halini izlemek için askeri temsilci göndermiş olan Türk yönetimine yönelik bir mesajdır...") Barzani'nin "Uğrunda ölümü göze alırız" dediği hedef şu: Önce nüfus sayımında Kerkük'te Kürtler'in çoğunluk çıkmasını sağlamak. Ardından bu çoğunluğu "Kürdistan yönetimine bağlanmak istiyoruz" talebiyle sokağa döküp Bağdat'taki merkezi hükümete baskı yapmak. Kerkük ve çevresini ABD aşılmaması gereken "yeşil hat" ilan etmişti. Türkiye ise zorlanmaması gereken "kırmızı hat." Bir ay sonra, bu hatların delik deşik edildiği anlaşılırsa, olacakları kestirmek kolay değil. Ancak "hatt-ı müdafaa"dan "sath-ı müdafaa"ya geçileceği kesin...
|