Maliye Bakanı Unakıtan, önceliklerinin kayıtdışıyla mücadele olduğunu belirterek, "Vergi yükünü artırmadan hasılatı nasıl yükseltebileceğimizi düşünüyoruz. Bunun için finans sektöründen destek bekliyoruz" dedi.
Ekonomi, sonbaharın kritik günlerine doğru hızla yol alıyor. 2005 Yılı Bütçe hazırlıkları, IMF ile eylül ortasında başlayacak pazarlıklar, cari açığa önlem arayışları, vergi reformu çalışmaları, Yeni Türk Lirası'nı tanıtım süreci, mali sektörü yeniden yapılandıracak yasal düzenleme, kabine değişikliği beklentisi, Avrupa Birliği'nin Türkiye İlerleme Raporu'na ilişkin umutlar... İçeriden veya dışarıdan gelecek her sinyal ekonomiyi derinden etkileyecek. Olumlu havanın iyi yönetilmesi kadar belirsizliğin artıracağı kırılganlığın piyasa dalgalanmasına dönüşmemesi de önem kazanacak. Gelişmeler ne yönde olursa olsun iş gelip mali disiplinde düğümlenecek. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, geçtiğimiz hafta bankacılarla biraraya geldi. Hayli formda gözüken Unakıtan, yüreklere su serpti. Açık ve net bir dille şu güvenceyi tekrarladı: "Mali disiplinde sağlam duruyoruz. Disiplini koruduğumuz sürece merak etmeyin her şeyin üstesinden geliriz!" Bankacılar ise IMF ile yapılacak yeni anlaşma, AB'den alınacak tarih sayesinde risklerin giderek azalacağı düşüncesini bakanla paylaştı.
VERGİ ARTMAYACAK Unakıtan, önümüzdeki dönemde gündemi bir hayli meşgul edecek bir konuda bankacıların desteğini istedi. "Önceliğimiz kayıtdışı ekonomiyle mücadele olacak. Bunun için finans sektöründen etkin katkı bekliyoruz. Vergi yükünü artırmadan hasılatı nasıl artırabileceğimizi düşünüyoruz" dedi. Maliye Bakanı, doğrudan ya da dolaylı olarak vergiye yüklenmenin artık mümkün olmadığını, sınıra gelindiğini teyit etti. Kemal Bey bir ara sözü özelleştirmeye de getirdi ve şöyle devam etti: "1 milyar dolara yakın özelleştirme yaptık. Herkes Tekel'le Tüpraş'la ilgilendiğinden bunlar gözden kaçtı. Kamu; elektrikçilik, kağıtçılık, bankacılık yapmamalı. Bu alanlardan çıkmalı. Küçük özelleştirmelerin hepsini bitiriyorum. Kapatacağım yerleri satıp üstüne üstlük para alıyorum!"
FAİZ BÜTÇESİ KÜÇÜLDÜ 2005 yılına "milyarlık bütçe" ile girecek olan Maliye Bakanlığı, kamu kuruluşları ile 22 Eylül'e kadar görüşmelerini sürdürecek. Eylül ortasından itibaren bu çalışmalara IMF de katılacak. Ekim ayı başında toplanacak Yüksek Planlama Kurulu'nda bütçeye nihai şekli verilecek. Yıl içi gelişmeler, faiz harcamalarının azalacağını gösterdi. Yılbaşında 66 katrilyon lira olarak planlanan faiz ödemelerinin, 60 katrilyon liranın altında gerçekleşeceği hesaplandı. Hazine kurmayları ise reel faizin beklenen hızda düşmediğini vurguladılar. "ABD Merkez Bankası'nın faiz artırımı, petrol fiyatlarının tırmanışı, IMF ile ilişkilerin yönü" derken piyasaların bekleme dönemine girdiğini kayda geçirdiler. Vadelerin uzaması sayesinde faiz giderlerinin öngörülenin altında kalacağını anlattılar.
FAİZ DIŞI FAZLA TAKTİĞİ Ekonomi yönetimini ayrıca, IMF ile zorlu faiz dışı fazla pazarlığı bekliyor. IMF; dışsal şok, cari açık kaygısı yüzünden yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefinden taviz vermiyor. Bürokratlar ise IMF'nin karşısına iki seçenekle çıkmayı planlıyor: 1- Bazı kamu yatırımları faiz dışı fazla formülünde kapsam dışı tutulabilir. 2- Kamu bankalarının kar payları bütçe geliri sayılabilir. Maliye teknisyenleri, 2005 yılında gelir yönüyle keskin bir viraja girildiğinin de farkındalar. Gelecek yıl bir defalık olağanüstü vergiler, afların yarattığı sürpriz kaynaklar olmayacak. İster istemez "gelir açığı" sorunu doğacak. Finansman açığının boyutlarını; sosyal güvenlik reformunun yansımaları, memur maaş zammı ve yatırım ödeneklerinin büyüklüğü belirleyecek. Peki, fark nasıl kapatılacak? Dolaylı vergiler ister istemez artacak. Ama en önemlisini, kayıtdışı ekonominin kayda alınmasına ilişkin önlem paketi oluşturacak. Hesap Uzmanlar Kurulu Başkanı Mahmut Vural'ın bu yöndeki reçetesi çok yakında Bakan Unakıtan tarafından kamuoyu ile paylaşılacak.