11 Eylül'e 11 gün kala...
Üç yıl önce, ağustos başlarından 11 Eylül'e kadar geçen zamanda "olupbitenler" bu yazıda neden kaleme alındı: Basit: Hatırlatmak için... Bilinmeyenleri gün ışığına çıkarmak için değil; ama bilinenlerin içinden göz ardı edilenlerin "altını çizmek" için... Elbette sonunda bir söyleyeceği olacaktı. Onu da söyleyecek bu "dizi-yazı"nın sonunda...
*** Daha önce yazdıklarımızı alt-alta koyunca ortaya nasıl bir sonuç çıkıyor: Daha ağustos başlarında; 11 Eylül "Ben geliyorum!" diyor. Ama ABD istihbaratı "gelen"i göremiyor ve önleyemiyor. Lakin ondan daha vahim bir ihtimal açıkca telaffuz ediliyor: ABD, bilerek 11 Eylül'ün gerçekleşmesine göz yumuyor. Hatta... Daha da korkuncu... Olup bitenleri kendisi planlıyor. 11 Eylül'den sonra yaşananlar düşünüldüğünde ve Bush yönetiminin 11 Eylül'ü bahane ederek "düzmece" gerekçelerle Afganistan ve Irak operasyonlarını "düzen"lediği çık görüldüğünde, bu sonuncu tez hiç te "haksız" durmuyor. Geçmiş Amerikan yönetimlerinin dünyanın çeşitli köşelerindeki "sabıka kayıtları" incelendiğinde sanki en ufak bir "şüphe"ye de yer kalmıyor: "Tamam, bu bir Amerikan komplosudur!" denebiliyor sonuçta... Lakin... Değilse... Amerika kendisi düzenlememişse... Ya da... En hafif deyimiyle "bilerek" göz yummamışsa... Ve terör, en şiddetli haliyle doğrudan Amerikan şehirlerini hedef almışsa... Bu sonuç, Bush yönetiminin 11 Eylül sonrasında Afganistan ve Irak'ta işlediği ve işlemeye devam ettiği savaş suçlarının günahlarını hafifletecek midir yani? ABD'nin Afganistan operasyonu ve Irak işgali için 11 Eylül'ü kullandığı apaçık ortadadır. Kuşkusu olan mı var? Ancak... Kullanmış olması,kendisinin "her şeye hakim olduğu, her şeyin farkında"olduğu sonucunu mu çıkarır ille de? 11 Eylül'den beri "şehir efsanesi" gibi söylenip duran "komplo terorileri"nin sahipleri; aslında, "bilinçaltları"nda; "ABD süper güçtür, o her şeye kadirdir, o yenilemez, onun haberi olmadan eylem yapılamaz!" demiş olmuyorlar mı bir bakıma? Ya da eski bir Ankara valisinin "komünizm" için söylediği gibi: "Terör lazımsa onu da ABD kendisi yapar, başkasının ne haddine!" demiş olmuyorlar mı mizahın en kara haliyle?
*** İnsan, insanlığını yitirmemişse şayet... Terörün her türlüsüne aynı şiddetle karşı durmak zorundadır.... Amacı ne olursa olsun "kara örgüt"lerin terörüne de... Gerekçesi ne olursa olsun "kara devlet"lerin terörüne de... Irak'ta ölen çocuklar kadar, İkiz Kuleler'de hayatlarını kaybedenlerin katli de aynı şiddette kınanmalıdır. Bu yapılırken... Tarihin kendi seyri, herkesin kendi kafasındaki "dünyalar"ın sübjektif mercekleriyle rotasından da çıkarılmamalıdır. Öyle olunca ne olur? Şu olur: O "meşum" 11 Eylül günlerinden önce, farklı zamanlarda ABD'ye konuşlanmış 20 kişinin; koskoca süper gücün bütün istihbarat ağını atlatarak ve sistemin zaaflarını kullanarak, dakika dakika planlarını uyguladıkları gerçeği ortaya çıkar. Ve Amerikan semalarında "göz göre göre" provalarını yaptıkları: Mayıs sonlarından eylül başlarına kadar... 20 terörist, Newyork'tan San Francisco'ya kalkan uçakların "first class" yolcusu olurlar hep... Bunda bir gariplik yoktur belki... Lakin, San Fransisco'ya iner inmez, havaalanından bile çıkmadan tekrar Newyork'a dönen uçağa binmeleri ve hepsinin en öndeki koltuklardaki yolcular olmaları ve aynı kişilerin bu yolculuğu defalarca ve defalarca tekrarlamaları hiç mi dikkati çekmez? 11 Eylül başarısız(!) bir eylem miydi? Perşembeye....
|