Görüntü analizi
Ne zaman Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan 'ı yan yana gösteren görüntülere, fotoğraflara baksam acayip tedirgin olurum. Sezer'in yüzündeki " Aman yanında mutlu mesut görünmemeliyim, ne derler sonra " ifadesine bakarken, kendimi tırnak kemirten sinir bozucu bir filmi seyreder gibi hissederim. Erdoğan'ın " araya konan mesafe "ye aldırmaz görünmek için gösterdiği çaba da bende gerginlik yaratır. Birinde " Seçilmiş gelmiş, ne yapalım mecbur katlanacağız ama ödün vermeyeceğiz " havası, diğerinde " Aman bir tatsızlık çıkmasın " dikkati! Yani nezaket sınırları asla ihlal edilmez ve her şey tabii ki " kabul edilebilir " ölçüler içindedir. Ama yine de hepimiz, o adı konulmamış "rahatsızlığı", hadi magazin dünyasının ünlülerinin diliyle konuşalım, o " negatif elektriği " hissederiz. Çünkü fotoğraflardan, görüntülerden kayıtsız kalınamayacak denli güçlü, can sıkıcı ve ağır bir hava yayılmaktadır. *** Peki mevzu nedir? Neden Sezer'in Erdoğan'la verdiği fotoğraflardan ağır ve rahatsız edici hava yayılıyor Aynı havayı neden Milli Güvenlik Kurulu'nda kendisine "Anayasa kitapçığı" fırlatılan Ecevit fotoğraflarında görmedik Yoksa araya konan o mesafeyle, AK Parti hükümetine " Beyler! Durun bakalım, kendinizi öyle rahat hissetmeyin, kontrol altındasınız " mesajı mı verilmek istenmektedir. Devletin zirvesi, iktidara yönelik kuşkularını bu yolla mı göstermektedir Bu bir tür mücadele yöntemi mi? " Hiçbir şey yapamıyoruz bari memnuniyetsizliğimizi yansıtalım " hesabı mı var işin içinde Yoksa asıl amaç " Cumhurbaşkanı hükümete teslim olmadı, tek başına mücadele veriyor " dedirtmek mi? İnanın bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: İnsan sıcaklığının devreye girmesini sağlayan duyarlılıklar, bütün bu yapaylıkların son bulmasına neden olur. *** Cumhurbaşkanı Sezer'in annesinin cenaze töreninden yansıyan fotoğrafları mutlaka görmüşsünüzdür. Hani Sezer ile Erdoğan'ı tabuta omuz verirken ya da cenaze namazı için saf tutarken gösteren fotoğraflar var ya işte onlardan söz ediyorum. Ben ilk kez Sezer ile Erdoğan'ı yan yana gösteren fotoğraflara bakarken herhangi bir gerginlik hissetmedim. Tırnaklarımı kemirmedim. Tedirgin olmadım. O fotoğraflarda gördüğüm tek bir şey vardı: Anne kaybının yol açtığı derin bir acı ve acının en samimi şekilde paylaşılması! Kuşkular, meşruiyet arayışları, stratejiler, kaygılar.. Bütün bunlar devre dışıydı. Devrede sadece " insan sıcaklığı " vardı.
|