|
|
İşimiz büyücülere kaldı
Bir haftadır Telegol'ün ortaya çıkarttığı büyücü kadın konuşuluyor. İşin içine ilahiyatçılar, medyumlar da katıldı. İdrar şişeleri çimlere dökülüyor, kafeslere kuş mu girsin, ayı mı girsin diye tartışılıyor. Başrollerde büyük takımların idarecileri, stat müdürleri. Türkiye'nin başka işi gücü yokmuş gibi bunlar konuşuluyor. Ama kimse farketmiyor ki futbolumuz günden güne eriyor. Belarus mağlubiyeti çok önemli bir mesaj. Dünya Kupası grup eleme maçları öncesi büyük problemlerimiz var. Tüm göstergeler olumsuz. Lokomotif tarzındaki takımlarımız Trabzonspor hariç iyi oynamıyorlar. Rüştü aylardır büyük bir maç eksikliği içinde. Dörtlü defansın göbeğinde oynayabilecek oyunculardan bir tek Servet kendi takımında direkt oynuyor. Allah sonumuzu hayretsin. Gürcistan ve Yunanistan maçları çok tehlikeli. Özellikle Gürcistan'ı yenemezsek bu çok önemli iç saha puan kaybı sonucu Dünya Kupası'ndan uzaklaşabiliriz. Şimdi gidelim, Gürcü Şota'nın idrarını alıp maçı oynayacağımız Trabzon Avni Aker Stadı'nın çimlerine mi dökelim? Ya da bir kafes bulup Yunanistan'ın hocası Otto Rehhagel'in bir kuklasını bu kafese mi sokalım? Haydi şimdi görev zamanı. Haydi büyücü kadın. Göster marifetlerini de bu iki maçı kazanalım. Ne dersiniz? Hayatta başarı o kadar kolay ki, bul büyücüyü, al idrarı, sok hayvanı kafese, oku, üfle gelsin galibiyetler. Yıl 2004. Dünya globalleşiyor, biz ise nelerle uğraşıyoruz.
|