kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Reha Muhtar @ SABAH
 
Kendinizi sevişirken gördünüz mü?
Ölüme hiç yaklaştınız mı?

Ölüme hiç yaklaştınız mı?

Bizim sevgili Ahmet Çakar'ın doğum günüydü önceki gün..
Telefonda doğum gününü kutluyorum..
"Benim doğum günüm bugün değil.. Benim doğum günüm 25 Şubat" diyor..
Anlıyorum ne demek istediğini..
"Ben 5 kurşunu yediğim gün, ölüme gittiğim gün ve şans eseri yeniden hayata döndüğüm gün doğdum.." diyor.
6-7 aydır müthiş bir değişim var Ahmet Hoca'da.. Yaşamı değerini yeniden anladı.. Hatta belki de ilk kez anladı.. Çok başka bakıyor artık, hayata, olaylara ve insanlara..
Yaşamanın ne değerli bir şey olduğunu anladı Hoca.. Eşinin, çocuklarının ve başkasına muhtaç olmayacak parasının, ne kadar büyük bir keyif olduğunu kavradı..
Dostoyevski'nin hayatını değiştiren olay da kendi idam sahnesiydi..
Dostoyevski Çar'ın baskı döneminde, arkadaşlarıyla bir sohbet grubu kurmuştu.. Çar'ın adamları tarafından yakalandı.. İdam istemiyle yargılandı..
Mahkemenin sonucunu beklediği gece, hücresinden alındı.. Ölüm kararı yüzüne karşı okundu..
Papaz günah çıkarttı.. Gözleri kapalı olarak bir direğe bağlanıp müfreze karşısına geçirildi..
"Ateş" emrini beklerken gerçek kararı bildirdiler kendisine..
Aslında mahkeme 8 yıl hapis vermiş, çar bunu 4 yıla indirmişti, ama ona ders olsun diye "idam" gösterisi düzenlenmişti..
Böylece, "Ölüm"le tanıştı Dostoyevski..
Oysa bu sefil oyunda asıl keşfettiği şey "yaşam"dı..
Stefan Zweig'a göre, Dostoyevski'nin yaralı parmaklarından zincirleri çıkardıkları zaman sağlığı bozulmuş, ünü uçup gitmişti..
Ama kırık dökük bedeninden her zamankinden daha parlak fışkıran bir şey vardı:
"Yaşama sevinci"
Durumu en iyi anlatan tümce Nietszche'nindir:
" Yaşamı kaybetmenin kıyısına yaklaşanlar, onu daha iyi tanırlar" (Bütün Dünya Dergisi Nisan 2004)
Bir ipucu veriyim size, "Ahmet Çakar, ölümden önceki Ahmet Çakar olmayacak bir daha..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kadının çirkini olur mu?..   / 19-08-2004
 Hak edilmemiş puanlar   / 17-08-2004
 Ateş Hattı-2   / 16-08-2004
 Ateş Hattı-2 yarın SABAH'ta   / 15-08-2004
 Carew ve Juanfran'la Boğaz'da bir akşam yemeği..   / 14-08-2004
 Hande'nin evliliği sona mı ermeli?..   / 12-08-2004
 Süreyya için Yücel Kop ne söyledi bana?..   / 10-08-2004
 'Kocam beni aldatıyor, göğüslerimi düzelt doktor..'   / 08-08-2004
 Ben yapardım, Hıncal abi ben yapardım..   / 07-08-2004
 Kendinizi sevişirken gördünüz mü?   / 05-08-2004
REHA MUHTAR
Nasıl yani Hıncal Abi?..
Bülent Demirlek'e yönelik...
MANSUR FORUTAN
Futbolda yorumcu terörü yoruyor artık
"Ekranda 100'ün...
SAVAŞ AY
Rıfat Ilgaz'la ve 'Yokuş Yukarı'
Hababam Sınıfı...
HINCAL ULUÇ
İşte Türkiye bu!.. Dünyanın en büyük göz...
İpoteği kaldıramadı
İpoteği kaldıramadı
Türk halterinin sporcu kaynağı Kırcaali'den gelip Ankara Pursaklar'a...
Sporların anası başladı
Sporların anası başladı
Dün başlayan atletizm müsabakalarında, Türk sporculardan Eşref Apak...
Derin sessizlik
Yüksek yargıdaki son durumu "dört kelimeyle" özetleyecek...
Büyükanıt'tan sert uyarı
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na terfi eden Orgeneral Büyükanıt, devir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.