kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hincal Uluc @ SABAH
Tel:
0212 3544813
Fax:
0212 3544891
 
Sevginin ve değerin ölçüsü...
ODTÜ'lü!..
"O kız ne oldu"

Sevginin ve değerin ölçüsü...

Üniversite yıllarımız.. Biz iki erkek arkadaşız.. Onlar da iki kız.. Öyle tanıştık SBF'nin kantininde.. Birlikte çıkıyoruz..
O yıllarda çıkma ne demek.. Sinemaya falan gidiyoruz öğleden sonraları. Akşam üzerleri de o zamanlar, çok ünlü Filiz Pastanesi'nde buluşup çay falan içiyoruz.. Gözlerden gözlere, zaman zaman birleşen ellerde bir flört var, hepsi o..
Çok sevdiğim bir şiir vardı, aklımda kaldığı kadarıyla, şöyleydi sanki o yıllardaki aşklarımızı anlatan..
Bir şey var aramızda,
Senin gözlerinden belli, Benim yanan yüzümden. Susuyoruz, arada bir,
Gülüşerek başlıyoruz söze. Ne kadar gizlesek nafile, Bir şey var aramızda,
Senin gözlerinde ışıldıyor, Benim dilimin ucunda.. Söyleyemiyoruz "Seni seviyorum" diye.. Ama öyle şeyler yapıyoruz ki, her şey ayan beyan..
Ne mi yapıyoruz mesela..
Biz üçümüz, Mülkiyeliyiz.. "Aramızda bir şeyler olan" Ortadoğulu..
Bir gün öğleye doğru, üç Mülkiyeli, Kızılay'da rastlaştık..
Sinemaya gitmek üzere sözleşiyoruz. Uzaktan bizim Ortadoğulu çıktı meydana... "Hayrola" dedi. "Öğleden sonra sinemaya gidiyoruz, haydi sen de gel" dedim.
"Çok mu istiyorsun" dedi. "Evet" dedim... "Biletleri alın beni bekleyin. Senin için gelirim" dedi, koştu gitti.
Sinema ikide.. İkiye çeyrek kala buluştuk. Üç Mülkiyeli..
Ortadoğulu görünürde yok... Bizim kız, "Hadi girelim" dedi.. "O laf olsun diye "Gelirim" dedi. "Gelemez. Öğleden sonra final sınavı var. Nasıl gelir ki!..."
Biletlerin ikisini onlara uzattım.. "Gelecek" dedim.. "Siz girin, ben beklerim..." Saat iki buçuğu geçiyordu, sinemanın önünde bir taksi durdu.. İçinden nefese nefese, Ortadoğulu indi..
"Kusura bakma geç kaldım," dedi.. "Öğleden sonra final sınavım vardı. Bu sınava raporsuz girmezsek, dönem hakkım yanar. Bu yüzden girdim. Kağıdın altını hemen bomboş imzalayıp verdim. Fırladım, taksiye koşarken ayağım burkuldu, topuğum kırıldı.. Yurda gidip ayakkabımı değiştirmek zorunda kaldım. Bu yüzden geciktim.."
Sonra kulağıma eğildi... "Ama ne kadar geç kalırsam kalayım, kapıda beni bekleyeceğini biliyordum" dedi.
"Ben de geleceğini biliyordum" dedim, elini elimin içinde sıkarken.
Sevginin en yüce anıdır, inanmak... Ama ben başka şey anlatmak istiyorum, bugün..
İnsanları ne kadar seviyoruz.. Onlara ne kadar değer veriyoruz..
Bunun bir tek şaşmaz ölçeği var... Günlük hayatımızdaki önceliklerdeki yeri? "Hadi sen de gel" dediğimde "sınavım var, gelemem" diyebilirdi. Ortadoğulu.. Kimse de bir şey diyemezdi. Öyle demedi...
"Senin için herşeyi yaparım" dedi.. Benimle herhangi bir gün, herhangi bir saatte gidebilece- ği o sinemaya, sırf ben o gün istiyorum diye, o gün gidebilmek için, sınavdan "sıfır" almaya razı oldu.
Şimdi bir de herkesin günlük yaşantısında her zaman rastlanan başka örneklere bakın..
"Sevgilim, sana tapıyorum. Bugün buluşmayı çok isterdim ama, berberden randevu almıştım..."
"Alo, darling.. Bu gece seninle buluşacaktık ya.. Bir kız arkadaşım boy frendi ile bozuşmuş.. Onu teselli etmem gerek. Beni affet!"
"Hayatım, sen bir tanesin. Ama yarın buluşamayız.. Galatasaray'ın maçı var.."
Listeyi sabaha kadar uzatabilirsiniz. Şimdi, bir düşünün.. Hem size ileri sürülen özürlere.. Hem sizin ileri sürdüklerinize..
Kimi, neleri tercih ediyorsunuz, kimlere... Ve siz nelere tercih ediliyorsunuz?
Eğer, sizin için berberden, maçtan, sizi davet eden ya da size gelen herhangi bir arkadaştan sonra geliyorsanız, sakın onu sevdiğinizi falan dü- şünmeye kalkmayın.
İnsanlar bazen kendilerini de kandırır, sevdiklerine.. Ya da şüpheye düşerler; "Ona karşı duygularım, çok karışık.. Seviyor muyum acaba" diye..
Sevginin ve değerin en yanılmaz ölçeği, tercihtir, önceliktir...
"Hadi sinemaya gidelim" dediğinizde, arkada- şınız "tabii, harika" demeden önce "Ne film oynuyor" diyorsa, hele hele, ardından "Ben o filmi sevmem" deyip, buluşma teklifinizi reddediyorsa mesela, bilin ki asıl sevdiği sinemadır... Siz değilsiniz.. Siz ancak onun ilgisini çekecek bir film ve boş bir zamanını bulabilirsiniz, onunla buluşabilirsiniz.. Bunun adı da sevgi olamaz tabii.
Sevgide önemli olan bir arada olmaktır.
Sinema bahanedir, sadece...
Düşünün bakalım, sevdiğinizi sandığınız insanın, hayatınızdaki öncelik sırası nedir?
En tepede mi?.. O zaman gerçekten seviyorsunuz demektir. Ya da şöyle..
Hayatınızdaki en büyük önceliği daima size veriyorsa, hiç şüpheniz olmasın, en çok sizi seviyor. Onun için en değerli varlık sizsiniz.
Hem de karmaşık duygularınızı çözmenin, hem de onun duygularını kesinlikle belirlemenin en şaşmaz yoludur. Öncelik testi...
Çünkü en çok sevilen, en önce gelir... "Benim her şeyimsin" kolay laftır, herkes söyleyebilir. Eğer sizi her şeye tercih ediyorsa, ancak o zaman, her şeyisiniz demektir, gerçekten.
Birisiyle ilgili duygularınızdan ya da onun duygularından şüpheniz varsa, derhal bir "Öncelik" testini yapın, her günkü yaşantınızdan örnekleri hatırlayarak..
Şaşmaz gerçek hemen ortaya çıkacaktır. Sevgi, bir bakıma, önceliktir, çünkü!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Antalya'nın talihi bir genç!..   / 06-08-2004
 "Hızlandırılmış" Stadyum Cinayetleri..   / 05-08-2004
 İnsanlar.. Asıl mucize, insanlar..   / 04-08-2004
 Kadının adı (niye) yok?.. Çifte standart (niye) var?..   / 03-08-2004
 Acısını çekerler   / 03-08-2004
 Başın sağolsun Bekir..   / 01-08-2004
 Bu film için yazın da sinemaya gidilir!..   / 31-07-2004
 Dördüncü Güç mü?.. Güldürmeyin beni..   / 30-07-2004
 6+2!.. Diyet ve ihanet şifresi!..   / 29-07-2004
 Sevginin ve değerin ölçüsü...   / 25-07-2004
REHA MUHTAR
Ben yapardım, Hıncal abi ben yapardım..
"Gizli kamerayla...
MANSUR FORUTAN
Biri bi' el atsın lütfen!
Şimdi bakın, çok ciddi bir...
MEHMET BARLAS
Bu bölgede komünizm de, kapitalizm de farklı değil
Eski...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Heykellerin dili
Heykeller, bir kentin ya da bir ülkenin...
SAVAŞ AY
Ver babamı geri uyy...
"Temposu gerekliydi"
Elvan Abeylegesse’nin hocası Ertan Hatipoğlu, "Süreyya’nın temposu...
Konuşan değil koşan sevindi: 2-2
Konuşan değil koşan sevindi: 2-2
Karadeniz deplasmanında Van Hooijdonk’un golleriyle ilk yarıyı 2-0...
Hacıbektaş'ta büyük düello
Hacıbektaş Şenliği, bu yıl CHP şenliğine dönüşecek. Şenliğe her yıl...
THY'ye 'işe alın' baskısı
Türk Hava Yolları 2008 yılına kadar filosuna katacağı 51 adet uçak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.