|
|
'Bin git' bir reklam...
O ne güzel at öyle. İnsanda 'bin ve git' duygusu uyandırıyor. Shell'in 98 oktanlık yakıtı pazara sürerken ne yapacağı merakla bekleniyordu. "Me too", yani "Bende de aynısından var" türünden taklitçi bir yaklaşım sergilemesi ve böylece ürün adları bile nerdeyse aynı olan Opet ve Türkpetrol'ün peşine takılması işten bile değildi. Oysa Shell gerçekten müthiş bir iş yapmış. Ortada ne şakır şakır akan yakıt var ne de benzin pompaları... Sadece bir at var görüntüde. O reklam filmini izlerken karar aşamasında reklam verenin önüne nasıl bir senaryo konmuş olabileceğini düşünmeye çalıştım. Herhalde şöyle bir şeydi: "Siyah bir at çöllerin kum tepelerinde ve azgın dalgaların kıyıyı dövdüğü bir sahilde oradan oraya koşar. Sonunda da ürünün adı yazar: Shell V-Power..." Şimdi bir düşünün. Bu senaryodan şu sıra oynamakta olan filmin çıkacağını düşlemiş olan senaryo yazarı mı, bu senaryoyu film haline getirmiş olan yönetmen mi, yoksa ciddi bir miktar parayı risk etmiş olan ve esas işi böyle bir senaryonun nasıl çekileceğini soyutlamak olmayan reklam veren mi? Bunlardan hangisi, eğer başarılıysa ki, bizce çok başarılı, bu reklam filmine hayatiyet vermiş olmanın gururunu öncelikli olarak taşımaya hak kazanmıştır. Bizce üçüncüsü. Çünkü her şey onun iki dudağının arasındadır. Bu nedenledir ki, bu reklam filmini hazırlamış olan ekibi kutlarken, esas alkışın bu tür işlere yeşil ışık yakma cesaretini gösteren reklam verene gitmesi gerektiğini de vurgulamadan geçmeyelim. Bilir bilmez her iletişim işinin özüne değil biçimine de burnunu sokmayı refleks haline getirmiş bazı reklam verenlerin, bu filmden kendilerine çıkarabilecekleri pek çok ders var.
|