|
|
|
|
|
|
Hemofiliye yenilmedi oğlunu ayağa kaldırdı
Hemofili taşıyıcısı, İzmirli Sema Güvercin'in hemofili hastası iki çocuğu için verdiği mücadele göz yaşartıyor. Yürüyemeyen büyük oğlu Fatih'i yıllarca sırtında okula getirip götüren Sema Güvercin, verdiği mücadele ile sonunda onu yürütebilmeyi başardı
Zoru Başaranlar İnsan hayatında aniden ortaya çıkan büyük sağlık sorunları, tüm yaşananlara rağmen azmin gücü sayesinde zaferle sonuçlanabiliyor. İyileşmeyi istemek, umudunu kaybetmemek ve yaşama sıkı sıkıya sarılmak, sağlığı geri kazanmanın olmazsa olmazları arasında. Bu yazı dizisinde, yaşadığı tüm olumsuzluklara, büyük sağlık sorunlarına rağmen, yaşama tutunabilmeyi, mutluluğa imza atabilmeyi başarmış kişilerin öykülerini okuyacaksınız... Hiçbir zaman pes etmeyin...
İsmi Sema Güvercin... Ağır hemofili hastası çocukları Fatih (18) ile Ömer (7) ve sağlıklı Murat Güvercin'e (16) iyi bir gelecek sağlama uğrunda savaş veren bir anne o. Sema Hanım, ilk acısını, anneden çocuğuna geçme ihtimali yüzde 50 olan hemofili hastalığına ilk çocuğu Fatih'in bir buçuk yaşında yakalandığını öğrenince yaşadı. Hemofili hastası iki oğlunu, 18 yıldır canını dişine takarak büyüten Sema Güvercin (41), eşinden ayrı yaşadığı son üç yıldır el işiyle evini geçindiriyor. Türk Anneler Derneği İzmir Şubesi'nin önerisiyle 1993 ve 1994'te iki kez Yılın Annesi Ödülü'ne layık görülen Sema Anne'nin yaşadıkları, "Bu anne ayakta alkışlanır" dedirtiyor. Hemofili hakkında bilgisi olmayan Sema ve eşi Ramazan Güvercin'in, altı aylıkken vücudunda morluklar çıkan ve dişetinde kanamalar olan ilk çocukları Fatih'in hemofili hastası olabileceği, akıllarına bile gelmemişti.
FATİH'İ HASTANEDEN KAÇIRDI Bir buçuk yaşındayken mide kanaması geçiren küçük Fatih, Dr. Behçet-Uz Çocuk Hastanesi'ne kaldırıldı. Kanında 'faktör 9' proteini eksik çıkan Fatih'e hemofili teşhisi kondu. Hastalığın kalıcı olduğunu ve hayat boyu kanamalarla seyrettiğini öğrenen anne ve babanın dünyası başına yıkıldı. Herhangi bir kanamayı engellemek amacıyla hareketlerine dikkat etmesi gereken küçük Fatih için yasaklı yıllar başlamıştı. Aile için çocuklarının kanaması olduğunda o yıllarda kullanılan kandan yapılan plazma isimli ilacı almak oldukça zor oluyordu. Çünkü ilacı almaya gittikleri Kızılay Kan Merkezi, "Bize kan bağışında bulunacak kişi bulursanız ilacı veririz" diyordu. Çocuğunun tedavisinde yaşadığı zorluklarla boğuşan Sema Hanım, eşinin ailesi tarafından 'hastalıklı çocuk dünyaya getirmek'le suçlandı. Komşuları da çocuklarını 'hastalık bulaşır' gerekçesiyle Fatih'le görüştürmemeye başladı. Eşi Ramazan Güvercin, yakınları ve çevresinden kan verecek kişi aramaktan bir işe girip çalışmaya vakit bulamaz olmuştu. İki buçuk yaşındayken tahta parçası ile damağını kesen Fatih Güvercin'i sabah kalktığında kanlar içinde bulan annesi Sema Hanım, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürdü. Hastanede kan kusmaya başlayan çocuk, yoğun bakıma alındı. Bir ay hastanede tedavi gören oğlunun hastane masrafını karşılamak için ödenmesi gereken parayı toparlayamayan Sema Güvercin, çocuğunu eve kaçırdı.
UNICEF'E MEKTUP YAZDI Sema Güvercin, UNICEF'in televizyondaki 'çocuklar ölmesin' mesajını veren bir reklamını izledi. Çaresizliklerini anlatan mektubu UNICEF'e gönderen Güvercin'e gelen yanıtta "Size yardımcı olacak bir dernek görevlendirdik. Sizi arayacaklar" yazılıydı. Türk Anneler Derneği Başkanı İzmir Başkanı Fatoş Dayıoğlu, Sema Hanım ile temasa geçti. Dernek Başkanı Dayıoğlu, çocuğunun tedavi edilmesini isteyen anneyi Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nin başhekimiyle görüştürdü. Başhekim "Her türlü yardımı yapacağım" dedi. Böylece, aile maddi sorunlarını biraz da olsa aştı. 1986 yılında Fatih, ilkokula başladı. Sema Güvercin, ayağından alınan kan nedeniyle yürüyemeyen oğlunu iki yıl okula sırtında götürüp getirdi. İki yıl sonra oğlu Murat da okula yazıldı. İki oğlunu da okula götürmek zorunda olan anne, oğullarını el arabasıyla taşıdı.
YÜZME SAYESİNDE YÜRÜDÜ Yürüyemeyen Fatih'i iyileştirmek için uğraşan annenin çalmadığı kapı kalmadı. Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne başvuran Sema Hanım, oğlunun Kültürpark'taki yüzme havuzunda ücretsiz kurs görmesini sağladı. Bir yıl yüzen Fatih, azmiyle sonunda yürümeyi başardı. İki çocuğuyla yaşam mücadelesi veren Sema Güvercin, bu sırada yeniden hamile kaldı. Doğumdan sonra üçüncü çocukları Ömer'e de hemofili teşhisi konması anne ve babayı kahretti. Ömer'in hayatının büyük kısmı da abisi Fatih Güvercin gibi hastanelerde geçti. Küçük Ömer'de hemofili çıkmasının üzüntüsü geçmeden, Ramazan Güvercin, Çiğli'de ikinci el aracıyla bir yayaya çarparak ölümüne yol açtı. Mahkemenin suçlu bulduğu Ramazan Güvercin, sekiz ay hapis cezası aldı. Annenin yaşadığı acılara dayanacak gücü kalmamıştı. Küçük oğlu Ömer ile deniz kenarına gidip intiharı düşündü. "Geride kalacak yavrularım ne yapar" diyerek vazgeçti.
HEM ANNE HEM DE BABA OLDU Maddi sıkıntılar nedeniyle ilişkileri kötüye giden Sema ve Ramazan Güvercin, üç yıl önce boşandı. Sema Hanım ve çocukları Karşıyaka'- da yalnız yaşayan böbrek hastası ablası Sabiha Bozat'ın evine taşındı. Sema Güvercin, o günden bu yana çocuklarına hem annelik hem de babalık yapıyor. Futbolu çok seven küçük oğlu Ömer'i (7) kanamaları olduğu için okula göndermeyen Sema Hanım, ördüğü çanta ve kemerleri satarak ev harçlığını çıkarıyor. Çeşme Turizm Otelcilik Meslek Lisesi son sınıf öğrencisi Fatih, Vali Erol Çakır Lisesi 1. sınıf öğrencisi Murat (16) ve 7 yaşındaki Ömer, yaşadıkları tüm acılara rağmen, hayata umutla bakıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|