Transferin getirdiği mesaj
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, belki de partisinin Meclis Grup toplantısında en çok alkış alan konuşmalarından biriydi... Özetle şunları söylüyordu: "Kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapıp milletvekili transferiyle uğraşmayacağız. Bizim milletvekili transferi gibi bir politikamız yok..." Geçmişte büyük eleştiriler alan milletvekili transferlerinin, kendi dönemleri ile kapandığını belirtiyordu. "Buna hiçbir zaman tevessül etmeyeceğiz. Ancak, gelmek isteyene de kapımızı kapatmayız" diye de sözlerini sürdürüyordu. Başbakan, AKP Grup toplantı salonunun kürsüsünde bunları söylerken, milletvekilleri kendisini ayakta alkışlıyordu. Bir zamanlar Afyon Milletvekili Kubilay Uygun'un jet transferlerine benzeyen dönemin kapandığı inancı her kesimde oluşmuştu.
Hangi gerekçe? AKP Lideri'nin bu konuşmasının üzerinden çok uzun zaman geçmedi. Peki, Başbakan'ın bu sözleri hafızalarda dururken, CHP'den istifa eden milletvekillerinin AKP'ye dünkü geçişleri ne şekilde yorumlanmalı? Bir transfer mi? Yoksa milletvekillerinin özgür iradeleri ile Adalet ve Kalkınma Partisi'ni seçmiş olmaları mı? CHP Lideri Deniz Baykal'ın dün partisinin Meclis Grup toplantısındaki sözlerine bakılırsa "baskıyla yapılmış transfer" söz konusu. Baykal, AKP'ye katılan milletvekillerinden birinin şirketinin bulunduğunu belirterek şöyle diyordu: "Bu şirketler Maliye Bakanlığı tarafından basılmış, abluka altına alınmış mıdır? Vergi incelemesi yapılmış mıdır? Bankalara yazılar yazılıp hesapları incelemeye alınmış mıdır? Bu şirketlerin bugünden sonraki akıbetlerini de öğrenmek istiyorum." Baykal'ın sözlerine katılmayan, karşı çıkan olabilir. Ancak, Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun geçmişte Meclis'te vermiş olduğu soru önergeleri incelendiğinde, kendisinin bir AKP sempatizanı olduğunu söylemek güçleşiyor. Aynı durum, Edirne Milletvekili Necdet Budak için de söz konusu. 3 Kasım 2002'de yapılan seçimden bu tarafa her iki milletvekilinin de Meclis ve CHP Grubu içindeki söylem ve eylemleri belli. Kendi rızaları ile parti değiştirmiş olsalar dahi, AKP'ye geçişleri ile ilgili söylentileri durdurmaları olası olmayacak.
AKP içine mesaj Konuya bir de AKP penceresinden bakılırsa; Erdoğan dün CHP'den iki milletvekilini partisinin saflarına katarak, AKP Grubu'na da mesaj verdi. AKP Grubu içinde rahatsızlıkları olan milletvekilleri bulunduğu biliniyordu. Erdoğan'ın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eski DEP milletvekilleri ile görüşmesine tepki gösteren milletvekillerine sert çıkışı bu rahatsızlığı bir nebze artırmıştı. Hatta, bazı milletvekillerinin Meclis kulisinde ve bazı özel bürolarda partiden istifayı tartıştığı biliniyordu. Erdoğan dün partisinin Grup salonunda iki milletvekilinin yakasına AKP rozeti takarken, ayrılmayı tartışan milletvekillerine de mesaj veriyordu: "Siz gitmeyi tartışırken, herkesin bize gelmek istediğini görün, CHP'den bile transfer yapıyoruz..." Erdoğan'ın bir diğer mesajı da önceki gün AKP Merkez Yürütme Kurulu'nda yasaları veto etmesini eleştirdiği Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e yönelikti. AKP dün iki milletvekilini saflarına katarak, Meclis'teki sandalye sayısını 367'den 369'a çıkardı. Anayasa'yı tek başına değiştirecek çoğunluğa ulaştı. Bu açılardan bakıldığında Erdoğan'ın iki milletvekilini saflarına katmasını, siyasi bir manevra olarak değerlendirmek olası. Ancak bunun gelecekte yaratacağı risklere de bugünden katlanmak gerekiyor. Transfer furyası başladığı zaman, bunun ardının kesilmesinin olanaksız bir hal aldığı ilginç örnekleriyle Meclis raflarında duruyor. Milletvekili transferinin bugüne kadar partilere fayda yerine zarar getirdiği de yakın geçmişe bakıldığında açıkça görülüyor. AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın dün Meclis'te eski Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki Yüce Divan kararı görüşülürken söylediği şu söz de her şeyi özetlemeye yetiyor: "Bugün siyasi nedenlerle sizin yaptığınızı, yarın bir başkası da aynı gerekçeyle size yapabilir..."
|