kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Fransa'dan notlar

Şartlı müzakerenin cevabı ne olacak?.

(Paris)
Başbakan Erdoğan, Paris seyahatinin son gününe önde gelen bazı Fransız işadamları ile kahvaltı ederek başladı.. Burada kapalı ve samimi bir ortamda önceki günkü vurgu daha sıcak bir üslupla tekrarlandı:
-Türkiye'nin AB üyeliği herkesten çok Fransız işadamlarının lehinedir.. Bizimle işbirliği yaparak bölgede ve Avrasya'da çok cazip fırsatlar yakalayabilirsiniz..
Fransız işadamları MEDEF (Fransa'nın TÜSİAD'ı) toplantısındaki kadar katı bir 'elimizden bir şey gelmez' tavrı sergilemediler ama çok umut da vermediler.
Başbakan, Fransız işadamlarının bu konuda kendileri için bir risk görmediklerini fark ediyor ve içerliyor.
Bu girişimcilere göre Fransa
Türkiye'ye özel bir destek vermezse Ankara'nın kendilerine yapabileceği fazla bir şey yok. Çoğu nasılsa yollarına Türkiye'deki ortaklarıyla devam edebilecekler..
Ankara'da hangi iktidar ve hangi şartlar bu ortakların önünü kesebilir?
Bu Fransız devlerinden birinin Türkiye'deki ortağının askeri boyutu, böyle bir sorunun cevabını az çok şekillendiriyor zaten.
Ayrıca, AB üyeliği hedefine ulaşamayan bir Türkiye'den de, 'elleri zayıf aracılıkları yararlı' ortaklar bulmakta zorlanmayacak olan Fransız işadamlarının fırsatlar doğdukça Ortadoğu ve Avrasya'ya açılmada Anadolu köprüsünden geçmelerini kim engelleyebilir?
Esasen bu yaklaşımı sezdiğim için önceki günkü basın toplantısında Başbakan'a şöyle bir soru yöneltmiştim:
- Şartlı müzakere onayını kabul etmeyeceğinizi açıklıyorsunuz. Ayrıca, AB bizim için olmazsa olmaz değildir, diyorsunuz. Bu durumda, şartlı bir onay gelirse, hiçbir şey olmamış gibi mi devam edilecek, yoksa bir yaptırım uygulanacak mı? Bir de şartlı evet durumunda bizim açımızdan süreç noktalanmış, AB defteri kapanmış mı olacak?
Başbakan bu soruya cevaben bir kere daha 'şartlı müzakere onayı'nın görülmemiş bir şey olduğunu vurguladı.. Bunun şimdiye kadar olmadığını ve olmaması gerektiğini söyledi. Ancak böyle bir durumla karşılaşılırsa Türkiye'nin nasıl davranacağı konusunda şimdiden bir şey söylenemeyeceğini, o günkü tavra göre hareket edileceğini belirtti.
Burada Türkiye'nin henüz B planı olmadığı hükmüne varmak da mümkün, AB'nin müzakere ipine un sermesi durumunda uygulanacak Ankara yaptırımlarının belirlendiğini ama basına açıklanma vaktinin gelmediğini düşünmek de mümkün.
Bu meselelerin yoğrulduğu mutfaktan edinebildiğim kırıntı bilgileri bir araya topladığım zaman çok keskin olmamakla beraber bir kanaate varabiliyorum:
Hükümet şartlı müzakere onayının üslubuna göre hareket edecek. Eğer 2005'in Temmuz'u gibi bir tarih öngörülür, Kopenhag Kriterleri haricinde hesapta kitapta olmayan yeni şartlar da dayatılmaz ise tepki sınırlı tutulacak ve gerginliğe yol açılmayacak.. Ancak yeni şartlar dayatılır ve özellikle müzakere onayı konusu muğlak bırakılırsa sert bir tavır sergilenecek. Bu da Türkiye'nin AB defterini kapatmayı ciddi şekilde düşünmeye başlaması demek.. Böyle bir durumda ucu NAFTA'ya katılmaktan, BOP konusunu ısıttırmaya ve Türkiye'nin bu tasarıda etkinliğini öne çekmeye kadar uzanan bir takım öneriler masada olacak.. Özellikle Ankara'nın BOP'u tam benimser görünmesi ve katılıma hazır bulunduğunu açıklaması durumunda AB'nin 'Bu şartlarda Ortadoğu'da elim büsbütün zayıflar' diye telaşlanabileceği öngörülüyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Güle güle oturun efendimiz   / 29-07-2004
 Muhalefet bir ömür, iktidar bir dakika   / 27-07-2004
 İstifa ve istifade   / 26-07-2004
 AB'liler neden yatırıma gelmiyor?   / 23-07-2004
 Göbekten ters aşı   / 22-07-2004
 Fransa'dan notlar   / 22-07-2004
  Paris'te al-ver günleri   / 21-07-2004
 Frengistan cevizi   / 20-07-2004
 Vuruldum göbeğine   / 19-07-2004
 Bir bakan niye çalar?   / 16-07-2004
ÖMER LÜTFİ METE
Bir demet cilve
İran'la PKK pazarlığı.. YÖK'ten KKTC...
ERGUN BABAHAN
Medyayı suçlamak
Türkiye'de son dönemde bir gelenek...
YAVUZ DONAT
Kayseri destanı
Yüzyıllar önce İspanya'dan kaçıp,...
Karadağlı: Bir çok ünlü isme şantaj yapıldı
Çocuklar Duymasın'ın başrol oyuncusu Tamer Karadağlı "Bugüne kadar...
Erzincan'da zincirleme facia: 25 ölü 30 yaralı
Yolcu otobüsü karşıdan gelen TIR'la çarpıştı. Kazaya minibüs de...
Emniyetin durumu polisiye vaka
Emniyetin durumu polisiye vaka
Son 10 yılda; iki haftada bir bir polisin intihar ettiği, her iki...
Oğuz Aral'a hüzünlü veda
Oğuz Aral'a hüzünlü veda
Özel Bodrum Hastanesi'nde geçen pazartesi akşamı multi organ...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.