kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Yarışın değil, 45-60 yaş kategorisinin birincisi olmak üzerine..
Fransızlar, herhalde Hitler'e özlem duymaz!
Şaka

Yarışın değil, 45-60 yaş kategorisinin birincisi olmak üzerine..

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'i gazetelerde sık sık, mayolu fotoğrafları ile, yüzme yarışmalarının startında veya finişinde poz verirken görüyoruz.
Son olarak da Boğaziçi yüzme yarışına katılmış. Kanlıca ile Kuruçeşme arasındaki parkurda kulaç atarak, Boğaz'ın Asya yakasından Avrupa'ya yüzmüş.
Sonuçta, 365 yüzücü arasında, 43'üncü olmuş.
Ama elde ettiği sonuçla, 45-60 yaş erkekler kategorisinde birinci sayılarak, kürsüye çıkıp madalyasını almış.
Tüzmen'in vücuduna, sağlığına gösterdiği özeni ve fizik gücünü kanıtlamak için harcadığı çabayı, sadece övebiliriz.
Boğaz'ın bir yakasından suya atlayıp karşı yakasına yüzmenin ne olduğunu, ben de çok iyi bilenlerdenim.
1950'lerin son ve 1960'ların ilk yarısında, ben de bunu, haftada bir veya iki kez yapardım. Yeniköy'den denize atlar, Çubuklu'ya, Kanlıca'ya yüzerdim. Ancak akıntı nedeniyle, bazen Vanıköy'de bile karaya ulaştığım olurdu.
Boğaz'ın suları o dönemlerde tertemizdi. Deniz trafiği de şimdiki gibi yoğun değildi.
Birkaç Sovyet tankeri, kumcu takaları ve Boğaz vapurları dışında, pek geçen olmazdı. Bir sürat teknesinin sizi kesip biçmesi ihtimali yoktu.
Tüm Boğaz yalılarında, sadece iki tane Christ Craft vardı.
Boğaz suları hem soğuktur, hem de az tuzludur.
Ama gençlik böyle işte.
O sularda 6-7 saat kaldığımız olurdu. 23 Nisan'da, yani karpuz kabuğu düşmeden çok önce denize girdiğimi hatırlıyorum. Ne soğuk sular, ne yorgunluk etkilerdi bizi.
Yeniköy çocukları olan bizlerin en büyük eğlencesi, Karadeniz yönünde giden bir takanın arkasına bağlı filikaya asılıp çıkmak ve bununla Tarabya'ya kadar gittikten sonra suya atlayıp, Yeniköy istikametine giden bir takanın filikasına asılarak, geri dönmekti.
6-7 mil süratle giden takanın yanına yüzerek sokulup filikayı yakalamaya çalışırken, pervaneye takılıp parçalanmaktan korkmazdık.
Şimdi Bodrum'da kıyıdan 100 metre uzaktaki bir şamandıraya hiç durmadan kulaç atıp ulaştığım ve aynı tempo ile geri döndüğüm zaman, kendimi başarılı ve zinde hissediyorum.
Yaşlanmak diye bir gerçek, hepimizin tepesinde bekliyor neticede.
Kürşad Tüzmen ise belli ki, pek çok insan gibi bunu reddedenler arasında.
Neticede yarışta birinci olmayı değil, 45-60 yaşlılar arasında birinci olmayı kabul ediyor.
Onun için, Boğaziçi Yarışı'nın birincisi 15 yaşındaki Alican Alaçlı'nın, Kanlıca-Kuruçeşme arasını 49 dakikada geçmesi ve bunu gelecek yıl 39 dakikaya düşürmeyi hedeflemesi, üzerinde fazla düşünülecek bir durum değil.
Kürşad Tüzmen'e, bu yüzüşü bir saatte tamamlaması yetiyor. Gelecek yıl bu süre, iki saat de olabilir ve bu Tüzmen'i tatmin edebilir.
Gençlerin büyüdüğü ve yaşlıların ihtiyarladığı olgusunu kabul etmek kolay mı ki?
Kabul edelim ki, yaşlanmak, erkekleri, en az kadınlar kadar ürküten bir dram.
Bazen barlarda, gece kulüplerinde, yaşlanmadıklarını kanıtlamak için yaşıtlarından farklı giyinen ve çok genç yaştaki kızlarla beraber olan erkekler görürüm.
Yaşlarını örtmek istercesine kahkahalar atarlar, cömertçe ikramlarda bulunurlar. Daha sonra onların hakkında genç kızların neler söylediklerini duyunca da üzülürüm.
Ne para, ne şöhret, ne iktidar, gençliğin yerini tutmaz...
Bazıları da, elden giden gençliğin arkasından ağıt yakmamak için, hiç değmez serüvenler yaşarlar.
Hem ailelerini mutsuz ederler, hem de yaşadıkları istikrarsızlık, kariyerlerini etkiler.
Tabii ki bütün bunları, Kürşad Tüzmen'in genç kalmak için gösterdiği çabayı olumsuz etkilemek için yazmadım.
Onun "adam gibi adam" dediği Saddam Hüseyin'in de, Dicle sularında yüzerek zindelik gösterisi yaptığını, hatırlamadım bile.
Ne olacak yani? Mao da, Yang Çe nehrinde 6 saat yüzdüğü zaman, 70'inin üzerinde değil miydi?
Sadece "Akıl yaşı"nın küçük olmasının, "Gerçek yaş"ı küçültmediğini düşündüm ve bu yazıyı yazdım.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kafanızda izdiham olunca hemen bana gelin!   / 29-07-2004
 Mustafa Koç, Nakkaştepe'den Kanada'ya gidiyor   / 28-07-2004
 Siyasi danışmanlar asla patronlarına danışmamalı   / 27-07-2004
 Tren faciası, siyasi bir faciaya dönüşmemelidir..   / 26-07-2004
 "Ölüm" olabilir ama "istifa" olamaz şeyler mi?   / 25-07-2004
 "Hızlı tren şovu"nun aktörleri istifa etmelidir!..   / 24-07-2004
 İç hesaplaşmamızı aralık sonuna kadar erteleyelim   / 23-07-2004
 Yabancılarla ortaklık pazarlığı yorucudur   / 22-07-2004
 'Kemal Derviş Sorunsalı'nı aşmak zor değil   / 21-07-2004
 Yarışın değil, 45-60 yaş kategorisinin birincisi olmak üzerine..   / 20-07-2004
ERDAL ŞAFAK
Tahran'daki cesur insanlar
Başta SABAH Yazıişleri Müdürü...
AHMET HAKAN COŞKUN
İran ve Türkiye
İran ile Türkiye arasındaki en güncel,...
MEHMET BARLAS
Artık her şeyi çocuklar da duysun!
"Çocuklar Duymasın"...
ÖMER ÇELİK
Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman
(Tahran)
Batı ve...
Bir star yedeğe
Bir star yedeğe
Otoritelere göre Alex ile Van Hooijdonk'un bu sistemde birlikte...
Zıpkın gibi geliyorum
Zıpkın gibi geliyorum
F.Bahçe'nin yeni sambacısı Alex, "Yorgun değilim, hatta futbolu...
CHP'de rapora tepki: Mizah gibi
CHP'de yönetime sunulan ve üç muhalifin ihracını isteyen raporun...
Meclis 4 Ağustos'ta toplanacak
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Meclis'i 4 Ağustos 2004 Çarşamba...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.