|
|
Bunun adı yayın skandalıdır!
Samanyolu TV'deki "Sırlar Dünyası" programını dehşet ve ibretle izlerken gözlerim, yuvalarından fırlayacaktı...
SALI gecesi Samanyolu TV'de yayınlanan "Sırlar Dünyası" programında kürtaj konusunu işleyen dehşet verici bir bölüm yer aldı. Kürtajın ahlaki, dini ya da fiziksel açıdan doğruluğunu-yanlışlığını tartışacak değilim. Bu konuda herkesin fikrine saygı duyuyorum. Ancak "kürtaj karşıtlığının" bu kadar vahşice, bu kadar özensizce ve insanların içine bu denli dehşet salacak bir tarzda ekrana getirilmesine sonuna kadar karşıyım. Bana göre "ruhlara korku salmak" bir düşünceyi kabul ettirmenin "en geçersiz" yoludur. Çünkü ortada korkulacak bir şey kalmayınca, fikir de kendiliğinden buharlaşır. "İdrak", "ikna" ve "benimsetme" ise kalıcılığı sağlar. Gelelim, "Sırlar Dünyası"nda anlatılanlara: Genç çiftin iki çocuğu vardır. Bir tanesi birkaç aylık, diğeri ise 3 yaşlarında. Kadın yeniden hamile kalınca üçüncü çocuğu aldırmak isterler. Ama evdeki babaanne bu fikre şiddetle itiraz eder. "Onun da bir canı ve ruhu var. O cana kıyamazsınız, katil olursunuz" diye diretir. Çift, kürtaja gitmeden önce anne bebeğini emzirirken canı acır ve can havliyle "Keseceğim seni sütten" diye bağırır. Çift, doktora gitmek üzere evden çıkarken babaanne de fenalaşıp, bayılır. 3 yaşındaki çocuk, kulağında çınlayan "Keseceğim seni" sözlerinin etkisiyle mutfağa gider, ekmek bıçağını alır ve beşikteki kardeşinin boğazını keserek, öldürür. (Bu görüntüler, minicik bebeğin boğazındaki korkunç yara, dudağının kenarından süzülen kanlar şeklinde ekrana geliyor) Çocuk daha sonra kanlı elleri ve dehşete kapılmış yüz ifadesiyle kendini çamaşır makinesine kapatır. Çift, kürtajdan döner, baba içine bakmadan çamaşır makinesini çalıştırır. Anne boğazlanmış yavrusunu görüp çıldırır. Baba da kanlı izleri takip ederek çamaşır makinesinin içinde evladının boğulduğunu fark edip, aklını oynatır. O sırada babaanne de olan bitenlerin etkisiyle yeniden kendini kaybeder ve yere yığılır. (Muhtemelen o da ölmüştür) İçim daraldı ve tiksindim. Çünkü mesajın veriliş biçimi, kanlı bir bıçak kadar keskin ve iğrençti...
|