kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yavuz Donat @ SABAH
 
Çanakkale Lokantası
Ferecli Hakim Safaroğlu
Kurt Kapısı

Kurt Kapısı

BAKÜ'DE ikinci günümüzde akşam yemeğini "Kurt Kapısı" adlı lokantada yedik. Ogan Soysal ile Şamil Ayrım yemeğe "bir Azeri konuk ile" geldiler:
- Yavuz bey, işte bizim doktorumuz.
Doktora "hoşgeldiniz" dedik. - Hoş bulmuşam... Benimle tanışmak istemişsez... Ben de sizi yakından tanımak istirem... Aha gelmişem... Nasılsız?


Doktorun adı "Ferecli Hakim Safaroğlu." 54 yaşında.
Babası da doktormuş.
Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra üç yıl "dahiliye ihtisası" yapmış.
Sonra Çin'de ve Rusya'da "akapunktur eğitimi" görmüş.
İran'da "Alman hocalardan yine akapunktur eğitimi" almış.


Doktor Ferecli Hakim Safaroğlu, "Bakü'de 3 yerde iş görürem" dedi.
"İş gördüğü" yerler: "Sağlam Hayat Kliniği." "Yeni Hayat Kliniği." Ve "Klinik Hastane."
Bu üç yerden en büyüğü "Klinik Hastane."
"200 doktor" çalışıyor.
Ferecli Hakim Safaroğlu Azerbaycan'da "çok ünlü bir doktor."
Son derece mütevazı: - Sakın benim için meşhur demeyesiz... Ayıptır.
Günde "40 ile 60 kişiye bakıyor."
Ama bir günde "6 hasta tedavi ediyor."
Zira "bakmak" başka şey, "tedavi" başka şey.


"Diğer ülkelere de" gidiyor. Üç ayda bir "Türkiye'ye uğruyor."
Bize "yazmamak kaydıyla"
Türkiye'deki hastalarından bahsetti.
"Devlet büyükleri... Eski, yeni siyasetçiler... İşadamları... Yüksek bürokratlar."
- Yavuz bey, sakın ha, yazmayasız... Onlar benim hastam değil, arkadaşım... Ben, hastam ile arkadaş olurem.
Ogan Soysal ile Şamil Ayrım "teminat" verdiler:
- Yavuz bey yazmam derse yazmaz.


Bu sırada "kebaplar" geldi.
Ve "canlı müzik" başladı. "Berivan'ım, can çiçeğim." Lokantada herkes sustu.
Biz de doktorla sohbete ara verdik.
Herkes müziğe kulak kesilmişti. "Bir kez sana bağlanmışım, Ben kendimi avutmuşum." Bu sırada, doktor, mendilini çıkardı, gözyaşını sildi.
Ve kulağımıza eğildi: - Ne zaman Türk müziği dinlirem, işte o dakka hasta olurem... Şimdi bana da bir doktor gerek.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hep aynı senaryo   / 03-07-2004
 Yanlış kurultay.   / 02-07-2004
 Büyümenin anatomisi   / 01-07-2004
 Zirvenin ardından.   / 30-06-2004
 Tünelin ucundaki ışık   / 29-06-2004
 İstanbul zirvesi   / 28-06-2004
 Çanakkale Lokantası   / 27-06-2004
 Devlet ve din   / 26-06-2004
 Şehitlerin meskeni   / 25-06-2004
 Atatürk merkezi   / 24-06-2004
YAVUZ DONAT
CHP, CHP olalı......
Siyaset sektörünün başı...
Çalıntı cep telefonu 33 kişiyi yaktı
İzmir'de çalındıktan bir buçuk yıl sonra Urfa'da ortaya çıkan telefon...
Çeyizi kana bulandı
Belgin ile Hakan, Özalp'ten çeyiz alışverişine gelmişlerdi. Çarşıya...
Önce oğlu sonra dört torunu gitti
Önce oğlu sonra dört torunu gitti
Yığınçalı köyünün Hasibe Ninesi iki aydır dermansız acılar içinde...
Depremin yaraları sarılmaya başladı
Depremin yaraları sarılmaya başladı
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde meydana gelen ve 18 kişinin ölümü, 32...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.