kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

İstanbul'da bir zirveden öbürüne

Önümüzde sınanmamış yeni bir yüzyıl bulunuyor. Bu yüzyıl için iki değişik gelecek hayal etmek mümkün..."
Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, 15 Kasım 1999'da TBMM'de yaptığı konuşmada böyle diyordu ve ekliyordu:
"Kötümser bir kişi bu geleceği hiç de zorlanmadan karanlık görebilir: Barış yolları parçalanmış Ortadoğu, bölgeden yayılan terörizm... Ancak bir de farklı bir vizyon var: Zenginliğin yükseldiği ve çatışmaların azaldığı bir gelecek, hoşgörünün inancın bir parçası olduğuna ve terörizmin saçmalığına inanılan bir gelecek..."
Aradan 5 yıl geçti. Türkiye ve dünyanın nereden nereye geldiğini, Clinton'un hangi kehanetinin gerçekleştiğini anlamak için, iki ziyaret ve iki zirveyi karşılaştırmak yeterli.
Bugün birçoğumuz unutmuş olsa da, geçen bin yılın son zirvesi de 18-19 Kasım 1999 tarihlerinde İstanbul'da yapılmıştı. 54 üye ve 8 gözlemci ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) zirvesiydi bu. Zaten Clinton da o günlerde 17 Ağustos ve 11 Kasım depremlerinin acısına gömülmüş Türkiye'ye moral vermek için bu randevuyu fırsat bilip zirve öncesi Ankara'ya resmi bir ziyaret yapmıştı.
Tıpkı bugün de Başkan Bush'un NATO'nun İstanbul zirvesinden yararlanıp, Ankara'yı ziyaret etmesi gibi.

Çiçekler ve bombalar
Clinton çiçekler ve sevgi gösterileriyle karşılanmıştı. 5 yıl sonra Bush'u bombalar, protesto gösterileri karşılıyor. 5 yıl önce Türk kamuoyunun yüzde 75'i ABD'ye sempati duyuyordu. Dünyanın büyük bölümünde olduğu gibi. Bugün yüzde 80'i antipati duyuyor. Yine dünyanın büyük bölümünde olduğu gibi.
AGİT İstanbul zirvesi de duvarların yıkılması ve silahların susmasının getirdiği heyecanlı bir iyimserlik ortamında toplanıyor, bu hava demeçlere coşkulu ifadelerle yansıyordu: "İstanbul zirvesi, deh- şet dengesinin hakim olduğu gerilimli bir dünyadan, güvenlik, barış, istikrar ve refah için ulusların ortak çaba harcadığı bir dünyaya geçişin somut müjdecisidir..."
Liderlerin yüzlerinde güllerin açtığı o zirvenin gündeminin ana konuları Çeçenistan ve Kosova'ydı. "Krizleri önceden önlemenin bedelinin, çıktıktan sonra dengeleri yeniden kurmaya uğraşmaktan daha hafif olduğu" sonucuna varılan AGİT zirvesinde "İstanbul Şartı" denilen "21'inci yüzyılın vizyonu" bildirisi de yayınlanmıştı: "İnsan haklarına tam saygı, demokrasi, hukuk devleti, cinsiyet eşitliğinin hüküm sürdüğü bir dünya..."

Doğum mu, ölüm mü?
Bir de 26 üye ülke ve ittifak ile işbirliği yapan 20 ülkenin liderlerinin katılacağı NATO'nun genişleme sonrası ilk zirvesinin gündemine bakın:
Irak'taki terör ve kaos cehennemine nasıl son verebiliriz?
Afganistan'da her geçen gün daha da kötüye giden durumu nasıl düzeltebiliriz?
Uluslararası terörle nasıl baş edebiliriz?
ABD ile Avrupa arasındaki derin krizi nasıl aşabiliriz?
Büyük Ortadoğu'yu şiddet üreten bataklık olmaktan çıkaracak demokratik dönüşümü nasıl sağlayabiliriz?
Gel de "Büyük güce sahip devletler var olduğu sürece savaş kaçınılmazdır" diyen Albert Einstein'a hak verme...
Bakalım zirvede NATO'nun bu yangınlardan hiç olmazsa bir-ikisine su sıkmasını, Irak ve Afganistan'ın yardımına koşmasını sağlayacak uzlaşma çıkabilecek mi?
Çıkmazsa bilin ki, İstanbul zirvesi tarihe NATO'nun cenaze töreni olarak geçecek...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiye'ye özgü bir felâket   / 03-07-2004
 Gerçekten devrim   / 02-07-2004
 Haberler iyi   / 01-07-2004
 Ateşle oynamak   / 30-06-2004
 Bush'a seçim yardımı yok!   / 29-06-2004
 Gölge zirve   / 28-06-2004
 İstanbul'da bir zirveden öbürüne   / 27-06-2004
 Buna da şükür   / 26-06-2004
 Hayaller ve gerçekler   / 25-06-2004
 Çağdaş sol - köhne sol   / 24-06-2004
ERDAL ŞAFAK
Menşevikler - Bolşevikler
Baykal'ın CHP'sinden önce...
AHMET HAKAN COŞKUN
Uras'ın bisikleti
Haberi Milliyet'te okudum: ÖDP'nin...
MEHMET BARLAS
Saddam "Cesur"cu ise, Bush da "Sarar"cı değil...
SAVAŞ AY
İki rektör, iki üniversite ve anılar!
Pertevniyal ...
REFİK DURBAŞ
Yeni üniversite açmak...
İstihdam alanları kurulmadan,...
NEBİL ÖZGENTÜRK
'Komşu'yla ayrımız, gayrımız!
Şu Yunanlılar'la da ikiz...
HINCAL ULUÇ
Da Vinci'nin Şifresi.. Ya da palavrası..
Bitirdim..
Okocha sesleri
Okocha sesleri
Türk vatandaşı statüsü nedeniyle G.Saray'a cazip gelen Okocha,...
Azmin zaferi
Azmin zaferi
Beşiktaş'ın tecrübeli oyuncusu Kaan Dobra, müthiş çabasıyla 15 günlük...
Silahların gölgesinde kurultay
Silahların gölgesinde kurultay
CHP'de olağanüstü kurultay "olağanüstü" şartlarda yapıldı. Baykal,...
Erdoğan'dan dobra dobra
Erdoğan'dan dobra dobra
Erdoğan, imam hatiplerle ilgili yeni bir girişimin bedelini hükümet...
Önce oğlu sonra dört torunu gitti
Önce oğlu sonra dört torunu gitti
Yığınçalı köyünün Hasibe Ninesi iki aydır dermansız acılar içinde...
Depremin yaraları sarılmaya başladı
Depremin yaraları sarılmaya başladı
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde meydana gelen ve 18 kişinin ölümü, 32...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.