|
|
|
|
|
|
Yakalandı Yakalanacak
Olimpiyat stadına gizlice girmeye çalışan bir muhabir ortalığı karıştırdı
Yunanistan'da artık Olimpiyat oyunlarından başka hiçbir şey konuşulmuyor. Bu yılın ağustos ayında yapılacak Olimpiyat oyunları için sürdürülen hazırlıklar ise Atinalıları da bezdirmeyi sürdürüyor. Olimpiyatlar'ın yapılacağı ağustos ayı yaklaştıkça Atina'ya gelen yabancı gazetecilerin sayısı da artıyor. Yabancı gazeteciler, 'haber satabilmek' için iki konu peşindeler. Birincisi güvenlik önlemleri; ikincisi de spor tesisleri inşaatlarının zamanında yetiştirilip yetiştirilemeyeceği. Her bir olayın ardında "El Kaide" parmağı arayan ABD ve İngiliz basınının Atina'ya özel olarak gönderdikleri muhabirleri Atina Olimpiyatları süresinde alınacak önlemlerin ne denli "çürük" olacağını kanıtlamak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar.
Bunlardan biri önceki gün inşaat halindeki ana Olimpiyat stadyumu alanına girmeye çalıştı. Gecenin bir vakti, stadyuma yaklaşan muhabir ve fotoğrafçısı güvenlik görevlileri tarafından durduruldu ve alan içine izinsiz giremeyecekleri için içeri alınmadı. Muhabir ve fotoğrafçısı bu kez stadyum alanına gizlice girmeye çalıştı ve bu kez polis tarafından yakalanarak apar topar polis karakoluna, sorgulanmaya götürüldü. Sonradan anlaşıldığına göre, muhabirin amacı inşaası bitmek üzere olan stadyuma "rahatça" girdiğini" ispatlamak ve güvenlik önlemlerinin "son derece gevşek olduğunu" kanıtlamak ve dolayısıyla "benim yerimde El Kaide üyeleri olsaydı stadyumu havaya uçuracak kadar dinamit lokumları yerleştirebilecekti" haberini satmaktı.
Benzeri bir olay üç hafta önce Atina'nın Kalithea semtindeki bir polis karakolunda patlayan saatli bombalar oldu. Atina'ya gönderilen yabancı muhabirler, bu olayı yunan yayın organlarından öğrenmiş ve sabahın köründe Kalithea polis karakoluna giderek canlı bağlantılar sayesinde Olimpiyatlar'ın yapılacağı Atina'da üst üste bombalar patladığını; bu bombaların El Kaide'nin eylemleri olabileceği ve olimpiyat tesislerine bu denli yakın yerlerde yapılan bu eylemlerin endişeler doğurduğunu söylüyorlardı. Oysa Kalithea semti, Olimpiyat tesislerine ve otellerine en az 10 km uzaklıkta bulunup, eylemcilerin Atina'nın alışılagelmiş "anarşist" bombacıları oldukları sonradan öğrenildi. Ancak bu tür olayların bu şekilde dünyaya duyurulması Yunan hükümetini ve Yunan basınını son derece rahatsız etmesinin ardındaki sorumluluk yine Yunan hükümeti ve Yunan basınında bulunuyor.
Örneğin Kalithea'da patlayan hafif tonajlı, can almak bir yana yaralı bile bırakmayan bombaların ilk patladıkları andan itibaren ortalığı velveleye veren ilk, Yunan yayın organları oldu. Sabahın köründen akşamın geç saatlerine kadar "olay yerinden" canlı yayın yapan Yunan yayın organları "Bu eylemin ardında yatan gerçeklerle" ilgili bin bir tane senaryo yarattılar. Yunan hükümeti ise bombaların patlamasından 9 saat sonra tepki göstererek bu bombaların Olimpiyat oyunlarıyla ilgisi olmadığını açıkladı. Oysa bu 9 saat içinde Atina'ya gönderilen yabancı muhabirler dünya aleme Atina'da bombalı saldırılar olduğunu duyurmuşlardı bile. Yunan yayın organları ise yabancı yayın organlarının bu olayı "fazla abarttıkları ve Yunan düşmanlığı yaptıkları" suçlamalarını yöneltmeye başladılar. Oysa ilk maya kendilerine aitti.
Bu arada Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek gerekirse, Yunan yayın organları tüm dünya basınını suçlarken; Türk basınının "olumlu" tutumunu da göz ardı etmediler. "Türkiye bile suçlamazken; Avrupa ve Amerikan basınının yaklaşımı düşündürücüdür" yorumlarına yer verildi. Olimpiyat oyunları kuşkusuz,ABD, NATO ve birçok gizli istihbarat teşkilatlarıyla güvenlik cihazları satan şirketlerin gözetimi altında yapılacak. Yunanistan gibi küçük bir ülkenin hem de 11 Eylül olaylarından Irak - Afganistan savaşları ve Filistin çatışmaları açıktayken Olimpiyat oyunlarını düzenliyor olması "Yahu şu iş bitsin de rahat edelim" demekten başka "Nerden aldık bu belayı başımıza" gibi söylenenlere de rastlanmasına neden oluyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|