Hazine'nin gelecek hafta yapacağı üç ihale öncesinde bonoya artan ilgi faizi yüzde 27'nin altına, doları 1 milyon 450 bin lira ile Mayıs başına götürdü.
AVRUPA Birliği ile üyelik müzakerelerine ilişkin beklentiler, ilk çeyrek büyüme verileri ve ABD'den gelen faiz artırımı ile belirsizliğinin kalkması yeniden piyasalarda iyinmerlik rüzgarı estirdi. NATO zirvesinin ardından yurtdışında Türkiye'ye bakışın olumluya dönmesi ve IMF ile ilişkilerde olumsuzluk beklenmemesi döviz kurları üzerindeki baskının ortadan kalkmasını sağladı. Dolar dün bankalararası piyasada 1 milyon 450 bine kadar gerilerken, serbest piyasada 1 milyon 455 bine kadar düştü. Uluslararası piyasalarda da değer yitiren dolar böylece Nisan ayı sonundaki seviyelerini yeniden gördü. Dolar 2 günde 45 bin lira düşmüş oldu. Euro ise 1 milyon 780 bin liraya kadar gevşedi. Döviz piyasalarındaki gevşeme de özellikle yatırımcıların bono cephesinde yeni alımlarla pozisyon açması etkili oldu. Bono faizleri de en çok işlem gören kağıtlarda yüzde 26.7'ye geriledi. Özellikle Hazine'nin 3 alternatifli ihale takvimi dövizde çözülmeyi artırdı. ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırımında sürpriz yapmaması Türk tahvillerine de ilgiyi artırdı. 2030 Türkiye tahvili 120 dolara yükseldi. 2034 vadeli tahvil de 91 doları kırdı. Borsa cephesinde ise İMKB-100 endeksi günü ksatışlarına rağmen yüzde 0.69 artışla kapadı. En yüksek 18 bin 490 puanı gören İMKB-100 endeksi kapanışta 18 bin 416 puanda kaldı. Günlük toplam işlem hacmi de 840 trilyon lira ile son iki haftalık yukarı harekette en yüksek seviye oldu. İşlem hacmindeki artışda Yapı Kredi Bankası hisselerinde gerçekleştirilen işlemlerin katkısı oldu. Van valisine gerçekleştirilen saldırı piyasalarda tedirginlik yaratsa da dün piyasalarda yukarı yönlü eğilimin kuvvetli olmasında Çukurova Grubu'nun BDDK ile anlaşma aşamasında olması etkiliydi. Uzmanlar, Haziran ayı enflasyon verilerinin beklentiler dahilinde gelmesi ve Çukurova Grubu ile BDDK ve TMSF arasında halen devam eden görüşmelerde anlaşma sağlanması durumunda borsada yükselişin daha kalıcı olabileceğini belirtti.