kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Refik Durbas @ SABAH
 

Dağlarca 90 yaşında

Yıl 1972. Cemal Süreya, Tahsin Saraç ve
Cengiz Bektaş, aralarına Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı da alarak "Yanarca" adı altında bir edebiyat dergisi çıkar- maya hazırlanırlar. Edebiyat dergilerinin makus kaderi, "Yanarca"nın çıkışı ertelenir, ama dergide yayınlanmak üzere üç şair aralarına İbrahim Kutluk ile Prof.Gündüz Akıncı'yı da alarak Dağlarca ile şiiri ve yaşamı üzerine bir konuşma yaparlar. 12 Mart'ın o "fırtınalı günleri"dir, Dağlarca'ya bu yüzden pek siyasi soru yöneltmezler. Üç gece süren o konuşma çıkışı gerçekleşmeyen "Yanarca"da değil de, bir süre sonra "Dağlarca'nın Dedikleri Demedikleri" başlığıyla Cemal Süreya'nın yönettiği "Papirüs" dergisinde yayınlanacaktır. O konuşmadan kimi satırların altını çizmişim, mesela Dağlarca'nın "Şiir eskir mi?" sorusuna verdiği yanıt gibi:
"Şiir eskimez. Bence eskiyen şiirin taşıdığı belki dil kalıbı ve çok ötedeki bir yaşamanın, bize belki biraz uzak düşeceğidir; öyle eski şiirler vardır ki, dün yazılmış gibi dipdiridirler. Bu da gösteriyor ki, şiir ölmez, eskimez de. Çünkü eskimesi demek artık eski etkisini yitirmesi demektir. Bugün bir şiiri içimizde duyuyorsak, ona nasıl eskimiş diyebiliriz?"
Şimdi şöyle de sorabiliriz: "Dağlarca'nın şiiri eskir mi?" Hatırlayalım, yazdığı ilk ve tek hikaye, daha ortaokul öğrencisiyken, hem de bir yarışmada ödül alarak 1927'de "Yeni Adana" gazetesinde yayınlanıyor. İlk şiiri ise 1933'te Kuleli Askeri Lisesi'nin son sınıfındayken "Yavaşlayan Ömür" başlığıyla "İstanbul" dergisinde...
Demek, yetmiş yılı aşkın bir süredir ne çok şiirler yazdı ve halen de yazıyor Dağlarca... Bugün de 90. yaşının eşiğinde durmasına rağmen üstelik...
Söz, anılardan açıldı, sürdürelim... Cem Yayınevi 70'li yıllarda bir kitap kulübü kurmuştu, tanıtımı için de "Güvercin" adında bir kitap dergisi yayınlıyordu.
Dağlarca, bir gün yayınevi yöneticisine kitap kulübünün kaç üyesi bulunduğunu sorar. Üye sayısı yedi yüzün üzerindedir. Bunun üzerine "Üye sayısı 888 olunca o üyeye bir kitap armağan edeceğim" der, nedenini de açıklar: "888'i seçmemin nedeni, bu sayının 1000, 1250 gibi kalıplaşmış bir sayı olmamasıdır." Bu arada arma- ğan edeceği kitabın hikyesini anlatacaktır: "Vereceğim kitabı daha Harbiye sıralarında hazırladım. Subay çıktığım 30.8.1935 tarihinde de yayınlandı. Adı 'Havaya Çizilen Dünya' olan kitaptan, bugün elimde sadece iki nüsha kalmıştır. Birini ken- dime, diğerini ise imzalayarak 888. üyeye bırakacağım.
Bu kitabın 1935 yılında yayımlanmasına gelince: Ortaokulun son sınıfında babam beni Kuleli'ye yazdırmak, subay yapmak istedi. Bir öğle yemeğinde bu konu açıldı. İstemiyordum liseyi, üniversiteyi okumak. Eğitimimi yurt dışında sürdürmek amacımdı benim. Peçetemi efendice masaya koydum. Duvarda üst üste konmuş Kur'an'lar vardı; en üsttekini, bir tırnak büyüklüğünde olanı, annemin sınav günleri için cebimize koyduğu küçük Kur'an'ı sandalye üstüne çıkarak aldım. Öptüm üç kez. 'Ben subay olmayacağım' dedim. Oturdum yerime. Yemeğime başladım. Babam, o düzenli aile ya- şamımızda karşılaştığı bu tek başkaldırıyı şaşkınlıkla izledi. Kalktı ayağa, gitti. Kur'an'ların en alttaki, en büyü- ğünü aldı. Öptü üç kez. 'Ben seni subay yapacağım' dedi saygın sesiyle... İşte subay çıktığım gün, kendi paramla yayınladığım 'Havaya Çizilen Dünya', Kuleli 11. sınıfta iken yitirdiğim babama sevgilerle dolu bir sesleniştir."
"Türkçenin ses bayrağı" Dağlarca, 90. yaşını kutluyor, hala şiirler yazarak... Ben de babasına duydu- ğu sevgiyle seslenmek istiyorum:
"Üstat, yazmasaydınız Türk şiiri çok eksik kalırdı, hem de çok..."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Dağlarca 90 yaşında   / 20-06-2004
 Aynasına akan gökkuşağı   / 13-06-2004
 Şiir, ahlaklı mıdır?   / 06-06-2004
 Hayal ve ötesi...   / 23-05-2004
 Rüzgarın anayurdunda   / 16-05-2004
 Kuklalar, "Il Trovatore"yi seslendirdi   / 09-05-2004
 Bir kayıp kuklacı   / 25-04-2004
 Matbaa, yangını söndürür müydü?   / 18-04-2004
 Roman kahramanı Dinamo   / 11-04-2004
 Ankara, Afyon, Dikili   / 04-04-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
  » İyi Yaşa
Denize bile sahne kurarım
Denize bile sahne kurarım
Devlet Tiyatroları'nda görev yapan Işın Mumcu, bir müzik ve dans...
"Bu acıların tek sebebi, rahmetli"
Bu ölümü aklımıza kazıyan, Ece'ye çarpan aracı tanınan bir ismin...
Galata Köprüsü tiyatrocuları bekliyor
İstanbul Mekan Tiyatro Festivali dünyada ilk defa köprü üzerinde...
Kültürel farklılıklar tuvallere taşınıyor
Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınma Raporu'nun bu yılki konusu...
Dikkat, mutfakta turistler var
Şimdi bütün dünyada yeni ve çok gözde bir turizm sahası var. Gastronomi. Yani...
Suyun da tadı kaçıyor
Bizler suyu "sebil" görmeye alışmış bir ulusuz. Oysa kafamızı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.