|
|
|
|
|
Finalde buluşun: 3-2
|
|
21'i isabetli, 36 şut.. Toplam 5 gol.. Direkten dönen birer top.. Bouma ve Van Nistelrooy ile 19 dakikada iki gol bulan Portakallar, Koller, Baros ve Smicer'in gollerine mani olamadı.
Bazı takımlar her oyuncusuyla, her maçıyla insana keyif verir. Hollanda gibi... Ama tek takım yeterli olmuyor. Karşıdaki takım da pozitifse, ortaya unutulmaz bir maç çıkıyor. Tıpkı dünkü gibi. Hollanda'nın kadrosu yıldızlarla dolu. Çekler de en az rakipleri kadar önemli oyunculara sahip. Koller ve Jankulovsky'nin ilk iki dakikada kaçırdığı goller bizi nefis bir maçın beklediğini gösteriyordu. Bouma'nın golünde Robben'in güzel ortasından çok Çek defansının adam paylaşım hatası öne çıktı. Davids-Robben-Van Nistelrooy arasındaki seyrine doyum olmayan pas üçgeniyle fark ikiye çıktı. Arkasından Van Bronckhorst'un kaptırdığı topta Baros'un Koller'e attırdığı golle Çekler kendine geldi. 38'de Koller'in topuğu veya 43'te Davids'in zıpkın gibi şutu gol kadar alkış aldı.
Advocaat skandalı İkinci yarı da muhteşem başladı. Futbolun ustaları 25 bin kişiyi futbola doyurmaya kararlıydı. Bazı şöförler vardır hangi arabayı verirseniz verin kaza yaparlar. Aynı Advocaat gibi. Hollanda'da yılın oyuncusu, dün ilk yarının en iyisi Robben'i çıkartması büyük hataydı. Çekler'i şaşkına çeviren Van Der Meyde'yi alıp Reiziger'i sokması facia, orta sahanın beyni Seedorf'u da kulübeye yollaması skandaldı. Çekler, Koller'in müthiş pası, Baros'un harika vuruşuyla beraberliği yakaladılar. Nedved'in direkten dönen şutu gol olmadı ama 88'de Smicer'in vuruşuyla hak yerini buldu. Maçın yıldızı daha 24. dakikada sağ bekini çıkartıp, Smicer'i oyuna alan, ikinci yarı yine bir savunmacı Galasek'in yerine Heinz'ı sahaya sürerek teknik direktörlük dersi veren 64 yaşındaki Brückner idi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|