kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ahmet Hakan Coskun @ SABAH
 

Kürtçe

İLK TANIŞMA.. Daha önce de yazmıştım: Çocukluğumun bir bölümü Doğubeyazıt'ta geçti. Kürtçe diye bir dilin farkına ilk kez Doğubeyazıt'ta vardım. Sokakta kendilerine ısınmaya çalıştığım Kürt çocukları, memleketin Batı'sından gelmiş benim gibi bir "muhallebi çocuğu"nu kafaya almak için, resmi ortamlarda işlerine yaramayan "ana dilleri"nden sonuna kadar yararlanıyorlardı. Onların bu avantajlı durumuna tabii ki sinir oluyordum. Ama sonraları birkaç hakaret sözcüğünü öğrenmeyi başardım.. Çok az sözcük öğrendim, sokakta kendimi ezdirmeyecek kadar!
İLK KURS.. "Şıh İsmail" adlı bir din adamı vardı. İlçeye Batı bölgelerinden gelen meraklı memurlara, çok yıpranmış bir Kürtçe gramer kitabını açıp Kürtçe öğretiyordu. Kitap, Arap alfabesiyle yazılmıştı. Yıpranmışlığına bakılırsa eski Güneydoğu medreselerinden kalmış bir kitaptı bu. Bu "amatör Kürtçe kursları", memurların ayran gönüllü oluşundan mı, yoksa "Şıh İsmail"in öğretme yöntemindeki sorunlardan mı bilemiyorum, çok kısa sürmüştü..
ANLAYIŞLILIK.. Bir ana dilleri vardı ama o dili resmi ortamlarda asla kullanamıyorlardı. Dillerinin varlığını korumasının koşullarına sahip değillerdi ama evlerinde ve sokaklarda o dili konuşuyorlardı. Kendimi onların yerine koymayı deneyecek kadar büyük değildim. Bu yüzden yaşadıkları gerilimi hissetmem için zamana ihtiyacım vardı.. Ama yine de o dönemlerden bir gözlemim var: 1970'li yıllarda Doğubeyazıt evlerinde ve sokaklarında tuhaf bir aldırışsızlıkla Kürtçe konuşuluyordu. Resmi kurumlarda ise ürkek ve tedirgin biçimde Türkçe..
YILLAR SONRA.. Doğubeyazıt sokaklarında öğrendiğim Kürtçe sözcükler, uzun süre hafızamda yer etti. Yıllar sonra İstanbul'da Kürt kökenli dostlarla sohbetlerde "ilginç bir çıkış" olsun diye bildiklerimi dile getirmeye kalkıştım. İlk denemenin ardından da vazgeçtim. Çünkü sokak kavgalarından kalma o ayıp sözcükleri kullanmamam gerektiğini anlayacak kadar büyümüştüm.
CEMAL SÜREYA.. Bir gün favori şairim Cemal Süreya'nın "O yıllarda ülkemizde / Çeşitli hükümetlerle / Yetmiş iki dilden / İkisi yasaklanmıştı / İkincisi Türkçe" dizelerini okurken, şiirde geçen birinci dilin "Kürtçe" olduğuna hükmetmiştim. Şimdi unutuyoruz ama eskiden basılı kağıtlar üzerinde "Kürtçe" sözcüğünü görmek bile mümkün değildi.
İSMET ÖZEL.. Yaptığım araştırmaya göre şiirinde "Kürt" sözcüğünü kullanan ilk şair İsmet Özel'dir. Özel'in 1960'lı yıllarda yazdığı "Kan Kalesi" adlı şiirinden şu dizeyi not etmek gerekir: "..Her yerimden urlar çıkıyor, biraz kürt, biraz köylü, biraz makine.."
VE KÜRTÇE YAYIN BAŞLIYOR.. Önce Kürtçe müzik kasetleri serbest oldu.. Ardından Kürtçe basılı yayınlar.. Şimdi de yeni bir dönem başlıyor.. Uzun direnişin ardından nihayet televizyonda ilk kez Kürtçe'nin iki lehçesinde yayın yapılacak.. Ama o kadar anlamsız bir çekingenlikle başlıyor ki bu yayın!. Bir tür "yasak savma" gibi bir şey. Radyoda sabahın 6'sında 35 dakikalık bir yayın yapılacakmış.. Bahse girerim, dinleyen bir tek kişi bile çıkmaz. Haftada 35 dakikalık televizyon yayınına ise, bu kadar gürültüsü çıktığı için ilk haftalar merak duygusuyla bakanlar olacaktır ama üçüncü hafta onun da seyircisi olmayacaktır. "Bizde sadece Kürtçe yok" mesajı vermek için araya attırılan Arapça ve Boşnakça yayını izleyen çıkar mı, emin değilim.. "Buldun da bunuyor musun" denmeyeceğini bilsem, "Keşke Avrupa Birliği için durumu kurtarmak amacıyla harekete etmek yerine daha işlevsel bir yayın için kollar sıvansaydı" temennisini gönül rahatlığıyla dile getirirdim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Gül'ün açtığı yol   / 15-06-2004
 Hangisi daha çağdaş: Mısır mı, Türkiye mi?   / 14-06-2004
 Nil kenarında Maalouf okumak   / 13-06-2004
 Ayıp oluyor!   / 11-06-2004
 Güzel bir gün   / 10-06-2004
 Mevleviler arasında meydan muharebesi   / 08-06-2004
 Misyonerlik neden Serbest olmalıdır?   / 07-06-2004
 Kürtçe   / 06-06-2004
 Üslup farkı   / 04-06-2004
 Amerikancı İslam   / 03-06-2004
ERGUN BABAHAN
Teröre azmettirmek.
Ortada tuhaf bir durum var.
ERDAL ŞAFAK
Çelmenin adresi

AB'nin Türkiye için kader zirvesine...
AHMET HAKAN COŞKUN
Gül'ün başarısı
Tam da İslam ülkelerinin en büyük...
MEHMET BARLAS
Savaşın bittiğini bilmeyen Japon askerlerine...
ALİ KIRCA
Hoşça kal kardeşim!..
Bugün gidiyor işte... İzmir'e,...
SAVAŞ AY
Bu memleketin çocuğu olmaktan gururluyum!..
ŞU ...
ÖMER LÜTFİ METE
Yeni yüz eskidi, astar duruyor
DÜNYANIN en çok...
REFİK DURBAŞ
Çankırı üniversite istiyor
SELÇUK Üniversitesi...
HINCAL ULUÇ
Teşekkürler Şarık Ağabey.. Teşekkürler..
Nerdeyse 20...
İki golde Fener'e
İki golde Fener'e
Transferde hız kesmeyen Beşiktaş dün iki bomba daha patlattı...
Şampiyon Memo
Şampiyon Memo
Mehmet Okur, Detroit Pistons formasıyla NBA şampiyonu olurken, bu...
Eski DEP'liler şehit evinde
Eski DEP'liler şehit evinde
Leyla Zana, şehit annesinin elini öptü, acılı babaya sarılan Selim...
Savcılar avukata tepeden bakamayacak
Savcılar avukata tepeden bakamayacak
TCK'dan sonra CMUK da çağdaşlaşıyor. "Savunma hakkı"nı güçlendiren...
İstanbul NATO zirvesine hazır
İstanbul NATO zirvesine hazır
NATO Organizasyon Komitesi Başkanı Büyükelçi Umur Apaydın, 'sıfır...
Çocuklar Türkiye'de babalarıyla kalacak
Çocuklar Türkiye'de babalarıyla kalacak
Alman vatandaşı Emel Övüş ve polis memuru Kubilay Bilinmez çiftinin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.