|
|
|
|
Konuşma bozukluğu erken dönemde tedavi edilmeli
Çoğu aile, çocuğundaki kekeleme, harfleri yanlış telaffuz etme gibi konuşma bozukluklarını erken dönemde ciddiye almıyor. Ancak bu gibi durumlar zamanında doğru tedavi edilmezse, ileride çocuğun hayatında büyük sorunlara yol açabiliyor
Bebeğiniz emekledi, ilk adımını attı, şimdi de ağzından dökülecek ilk sözcükleri bekliyorsunuz heyecanla ama onun konuşmaya hiç niyeti yok. Ya da sizin dışınızda hiç kimseyle konuşmuyor, kekeliyor veya tüm çabalarınıza rağmen harfleri yanlış söylüyor. Tüm bunlar çocuğunuzda karşılaşabileceğiniz konuşma bozukluğu türleri. Banvit Çocuğum ve Ben dergisi, son sayısında çocuk, genç ve erişkin psikiyatrı Doç. Dr. Bengi Semeri ile görüşerek, konuşma bozuklukları türlerini ve yapılması gerekenleri anlattı.
KONUŞMASI GECİKTİYSE... Konuşmanın gecikmesi halinde, öncelikle çocuğun duymasına ilişkin bir sorun olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Duyma sorunu olan çocuklar sözcükleri söyleyemez. Çünkü konuşmanın öğrenilmesi için çocuğun sözcükleri duyması gerekir. Eğer konuşması geciken bir çocuğun duyma sorunu yoksa, o zaman başka nedenler araştırılmalı. Konuşmanın gecikmesinin nedenlerinden biri de; çocuğun zekâ gelişimindeki gerilik. Zekâ sorunu çoğu zaman konuşmanın gecikmesiyle saptanıyor. Bu durumda konuşma gecikmesine genellikle diğer alanlardaki gelişimsel gecikmeler de eşlik ediyor. Ancak çocuk bazen de hiçbir neden yokken konuşmakta gecikiyor. Evde çocuğa bakan kişinin konuşmayı iletişim aracı olarak sık kullanmaması, çocukla az konuşulması, yeterince ilgilenilmemesi ve uyaran eksikliği nedeniyle bu sorunla karşılaşılabiliyor. Özellikle son zamanlarda çocukların zamanının önemli kısmını televizyon karşısında geçirmesi konuşmayı geciktiriyor. Konuşma gecikmesi önemli bir sorun ve mutlaka uzmana danışılması gerekiyor.
RYERİNE "Y" DİYORSA... Fonolojik, yani telaffuzdaki bozukluk, çocuğun gelişimsel olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkaramaması olarak açıklanıyor. Bazen bir sesin yerine başka bir ses söyleme şeklinde de oluyor. Çocukluk döneminde en sık rastlanan R harfi yerine "Y", K harfi yerine de "T" kullanılması. Bu durum başlangıçta aileler tarafından sevimli bulunuyor. Ancak, yaş büyüdükçe endişe başlıyor. Endişenin yansıtılması çocuğun kaygısını artırıyor. Konuşma terapilerinin yanı sıra, kaygıların yatıştırılması da önem taşıyor.
KEKELİYORSA... Konuşmanın akıcılığının ya da ritminin bozuk olmasıyla oluşan konuşma bozukluğuna "kekemelik" deniyor. Stresli ortamlarda kekemelik artıyor. Çoğu kez, kekemeliğe çeşitli yüz ifadeleri, tekrarlayan beden hareketleri (ayağı yere vurma, kolunu sallama vb.) eşlik ediyor. Erkek çocuklarda görülme oranı daha sık. Kekemeliğin oluş nedeni tam olarak bilinmiyor. Genellikle ani korkuların neden olduğu düşünülüyor. Kekemelik en sık iki - beş yaşlarında ortaya çıkıyor. Konuşmanın yeni kazanılmaya başladığı bu dönemde, çocuk çevreyi de tanımaya çalışıyor. Aklından çok şey geçiyor, ancak konuşma hızı yetmiyor. Bu dönemdeki kekemeliğe "fizyolojik kekemelik" deniyor. Kekemeliğin yaklaşık yüzde 80'i düzeliyor ve bunların yüzde 60'ı kendiliğinden geçiyor. Düzelme genellikle 16 yaş öncesinde oluyor. Tedavide davranışların düzenlenmesi, gevşeme ve nefes alma teknikleri sık kullanılıyor. Aşırı kaygı durumlarında kekemeliğin artması nedeniyle, kaygı giderici ilaçlar kullanılabiliyor. Ailenin ve çevrenin tutumu, tedavi ve çocuğun sosyal yaşamı için önemli. Bu nedenle aile ve çocuğa yapılacak psikoterapi önem kazanıyor. Dalga geçilmesi, aşağılanma, dinlenmeme, konuşmanın kesilmesi gibi benlik duygusunu azaltacak ve çocuğun yetersizlik duygusunu artıracak davranışlardan kaçınılması çok önemli. Ailenin çocuğun sözünü kesmeden, tamamlamadan sabırla beklemesi, kendi endişesini yansıtmaması, uyarmaması gerekiyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|