|
|
Hayalet sağlık ocakları
Türkiye'de birinci basamak sağlık hizmetinden sorumlu olan sağlık ocakları, personel eksikliği ve fiziksel yetersizlikler yüzünden, birer hayalete dönüşüyor. İstanbul, Ağrı, Batman, Kütahya, Şırnak'ta doktoru olmayan sağlık ocakları, köylerde de ebesi olmayan sağlık evlerinin sayısı oldukça yüksek
Türkiye'deki her dokuz sağlık ocağından birinde hekim, sağlık evlerinin üçte ikisinde ise ebe yok. İstanbul'daki 320 sağlık ocağından 17'si yapım aşamasında olduğu için henüz hekim ataması yapılmadı. İstanbul'daki 87 köy sağlık evinden 61'inde ise ebe yok. Benzer tablo, diğer tüm iller için de geçerli. Kütahya'daki 120 sağlık ocağından 30'unda, Ağrı'daki 37 sağlık ocağından 23'ünde, Şırnak'- taki 26 sağlık ocağından 10'unda doktor yok. Bu yetersizlik, Sağlık Bakanlığı'nı zor durumda bırakıyor. Başta Türk Tabipler Birliği olmak üzere, birliğe bağlı tabip odaları ve sağlık sendikaları, Sağlık Bakanlığı'nı aldığı yanlış kararlar ile kamu sağlık hizmetlerini çökertmekle suçluyor.
43 YILLIK GECİKME VAR Temel sağlık hizmetleri kapsamında, birinci basamak sağlık hizmeti olarak tanımlanan sağlık evleri ve ocaklarının akıbeti, Sağlık Hizmetleri Sosyalizasyon Yasası'nın çıktığı 1961'den bu yana, aradan geçen 43 yıl içinde kötüye gitti. Her bir sağlık ocağında; bir hekim, sağlık memuru, halk sağlığı hemşiresi ile ebelerin, sağlık evinde ise sadece ebenin görev almasını planlayan yasa, personel ve bütçe yetersizliğinden uygulanamadı. Kişiye ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmeti ile tedavi edici hizmetin ücretsiz verileceği sağlık ocakları ve sağlık evleri, hayalet sağlık ocaklarına dönüştü. Çünkü büyük bölümünde personel ya eksik, ya da yok. Bu yüzden halkın sağlık kayıtları düzenli tutulamıyor, yeterli hizmet verilmeyince de, hastanelerde büyük bir yığılma yaşanıyor.
ORGANİZASYON BOZUK Birinci basamak sağlık hizmetlerini iyileştirmek ve vatandaş ile sağlık ocağını buluşturmak isteyen Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Mehmet Uğurlu'ya çözüm önerilerini sorduk. Dr. Uğurlu, Türkiye'nin en önemli sorununun organizasyon bozukluğu olduğunu, çok çeşitli kurumun, sağlık hizmeti sunduğunu aslında böyle olmaması gerektiğini söylüyor. Organizasyonu tek bir kurumun yani Sağlık Bakanlığı'nın yapması gerektiğini söyleyen Dr. Uğurlu, bu sorunun nasıl çözümleneceğini de şöyle anlatıyor: "DDY, PTT, Emniyet, Öğretmenler, SSK, hepsi sağlık hizmeti veriyor. Tamam versin ama benim koyduğum kurallara göre olsun. Herkes kendi kuralını oluşturmuş. Ben, toplumun tamamına hizmet veriyorum. Ancak, bir türlü istediğim yere personel ataması yapamıyorum. Çünkü sağlık personeli, eşi polis, asker, öğretmen, bankacı ise onun yanında gidiyor. Personel politikamızın yanlışlığından, merkez odaklı bir sistem oturmuş. Oysa, bizim hizmetimiz periferde, yani köylerde. Sorunlar yıllardır birikmiş. Benim 2004 yılı hedefim, sağlık ocaklarını halkın isteyerek hizmet aldığı ve talep ettiği bir konuma getirmek, iyileştirmek. Eğer, halk ile sağlık ocaklarını buluşturabilirsem ne mutlu bana. Fiziksel iyileştirme ise, paraya bakıyor."
|