AK Parti hükümeti işbaşına geldiğinde ekonomiyi yönetmek için güçlü bir ekonomi bakanlığı kurulacağını açıklamıştı. Bundan amaç ekonominin tek elden yönetilerek koordinasyonsuzluğun ortadan kaldırılması ve süratle hareket edilebilmesiydi. Aradan birbuçuk yıl geçti ancak hala sözü edilen bakanlık kurulamadı. Birkaç gün önce Ekonomik Koordinasyon Kurulu adı altında ekonomiyle ilgili bakanlar arasında koordinasyonu sağlamak ve ekonomideki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla bir kurul oluşturulması "Acaba ekonomi bakanlığı fikri tekrar canlandırılıyor mu?" sorusunu gündeme getirdi. Peşin fikrimi söyleyeyim: Ekonomi yönetiminin tek bir bakana verileceğini hiç zannetmiyorum.
Güç dengeleri Bu fikrimi güçlendiren konuştuğum Ak Parti'ye yakın isimler oldu. Herkes parti içinde oluşmuş güç dengesinden söz ediyor. Kimi bu dengeyi Ankaralılar ve İstanbullular olarak adlandırıyor, kimi başka şekillerde. Ankaralılar belli: Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Ali Babacan. İstanbullular arasında ise Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve bakan olmadığı halde bakan kadar güçlü olan bazı isimler yer alıyor. İstanbul ekibi piyasa, Ankara ekibi ise bürokrasi ağzıyla konuşuyor. Ekonomi bürokrasisinde ise bağımsız Merkez Bankası bir yana konulduğunda, üç ayrı odak olduğunu görüyoruz. Maliye, Hazine ve son bir yılda etkinliği ve gücü oldukça artan DPT. Ekonomiye asıl yön veren, politikaları biçimlendiren kuruluşlar bunlar. Hepsi de başlı başına birer güç odağı. Maliye Unakıtan'da, Hazine Babacan'da ve DPT Şener'de. Daha geri planda ise Kürşad Tüzmen'e bağlı Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Ali Çoşkun'a bağlı Sanayi Bakanlığı var. Koordinasyon eksikliği Tek parti hükümeti olmasına rağmen böyle bir yapı içinde koordinasyon eksikliği veya görüş farklılıkları olması doğal. Bu ayrılıkların zaman zaman Türk Telekom hisselerinin Hazine'de olan temsil yetkisinin Ulaştırma Bakanlığı'na verilmesinde olduğu gibi, güç çekişmesine dönüşmesi de kaçınılmaz. Ancak buna rağmen mevcut görev dağılımının ve yapılanmanın ekonomideki çalkantıları önlemeye yetmeyebileceği son haftalarda görüldü. Bunu iş dünyasındaki liderler de yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Ekonominin nabzını en iyi tutan isimlerden biri olan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomist Dergisi'ne yaptığı açıklamada "Ekonomi yönetiminin kumandayı eline alması lazım, çok başlı görüntü vermemesi, kamuoyunda farklı ve birbiriyle çelişen mesajlar vermemesi gerekir" diyor. Koordinasyon Kurulu'nun oluşturulmasını, bu ihtiyacı karşılamaya yönelik bir adım olarak görüyorum. Bu adımın bir sonrasında güçlü bir ekonomi bakanlığının kurulması ise pek olası görülmüyor. Çünkü dengeler buna müsait değil.