Düne ait ne varsa!
Saygı duyulacak bir değişim var. Düne ait ne varsa, hepsi çöpe atılmış. Ersun Yanal Ulusal Takım'a kendi damgasını cesurca vurmuş. Dahası; geride Şenol Güneş'in futbol felsefesini hatırlatacak hiçbir şey bırakmamış. Yanal'ın çılgınca riskler alan, cesur futbolunu tribünler çok sevecek. Yanal üçte üç yaptı. Her şey iyi giderken tartışalım. Çünkü Avustralya maçından çıkarılacak o kadar çok ders var ki. Öyleyse tartışalım: 1- Avustralya karşısında savunma özelliği olan tek oyuncu Kaptan Bülent Korkmaz'dı. Yani bir tek Kaptan Korkmaz kalenin önünden ayrılmadı. Herkes rakip kaleye bir an önce gitmek için sahayı dikine kullandı. Yan pas bile yapmadık. Kalecimiz Rüştü Reçber (O da uzun degajlarla topu oyuna soktu) dahil herkes hücumu düşündü. Sürekli hücum denendi. Üstelik faul yapmadan sürekli tempo yükselterek oynadık. 2- Hakan Şükür statik santrafor gibi görev alırken Nihat Kahveci kaleye yakın bölgelerden ayrılmadı. Serhat Akın ve Tuncay Şanlı hücuma orta sahadan çıkıp sürekli alan değiştirerek rakip defansı bire birlerde zorladılar. Sorun şu; 4 forvetle oynayıp 90 dakika saldırırken girdiğimiz gol pozisyonu bir tane. O da Tuncay Şanlı'nın sol çaprazdan girip kalecide kalan çok kötü vuruşu. Kahveci'nin frikik golü ise bir ölü top. Dikkat!... 3- Asıl sorun da şu, Yanal'ın bu "Rus ruleti taktiği" çok güçlü rakipler karşısında tersine dönerse tarihi fark yeriz. 4 forvetle oynamak inanılmaz risk almak demektir. Blok savunma yapmak da çözüm değil ki... Çünkü sorun orta sahada. Bu bölgede çabuk olan tek oyuncu Serkan Balcı. Ümit Özat-Okan Buruk ikilisi geriye dönüşlerde kademe ve pozisyon hatası yaptılar. İşte o anlarda "Acemi Avustralya" forvetleri bile pozisyon buldular. Elbette savunmada çabuk çoğalmamız harika bir paylaşımdı. İbrahim Toraman'ın ilk toplara basması, yardımlaşma ve inanılmaz boyutlardaki fedakârlık da güzeldi. Özellikle Kaptan Korkmaz saygı duyulacak kadar içten oynadı. Bunlar takım olma özelliğimizin yeniden kaynaşması demekti. 4- Elbette umutlanalım. Elde daha Yıldıray Baştürk, Emre Belözoğlu, Gökdeniz Karadeniz, Hasan Şaş, Fatih Tekke, Hamit Altıntop gibi oyuncular var. Avustralya maçında ilk 45 dakikadaki pozitif futbolu ikinci yarıya taşıyamadık. Takımda lider oyuncu kimliği taşıyan Hakan Şükür'ün pasif oyunu, futbol felsefemizin dengesini bozdu. 4 forvetle oynarken Hakan Şükür ileride topa sahip olamıyorsa, hücum organizasyonlarında liderlik kimliğini ön plana çıkaramıyorsa sorun başlıyor demektir. Çünkü Şükür'ün kontrol edemediği topların tümü tehlike olarak kalemize geri döndü. Özellikle son yarım satte skoru korumak istedik. Ama bu bölümde bile hücum oynadık. Asıl övgüye değer yönümüz de bu.
|